Ülkemizin Eğitim Sistemindeki Sorunlar
Ülkemizin Eğitim Sistemindeki Sorunlar
Eğitim, ülkemizin 1923'de cumhuriyetin ilanına kadar, en büyük sorunlarından biri olmuştur. Senelerdir, yanlış eğitim sistemine bir sorun bulunamamıştır. Ülkemizin Eğitim Sistemindeki Sorunlar başlıklı makalemizde, eğitim sistemimizdeki sorunların neler olduğunu ve nasıl bir çözüm getirilebileceğini detaylı olarak inceleyeceğiz. Ülkemizdeki eğitim sistemi sorunlarını birkaç başlık altında inceleyeceğiz.
Ezberci Eğitim
Ezberci eğitim, eğitim sistemimizin en önemli sorunlarından biridir. Çünkü, ezber bir öğrenme yöntemi değildir. Bilgiler sadece geçici olarak akılda kalıyor, zaten daha sonra unutulacağı için, akılda kalmıyor. Öğretmenlerimiz sınavlardan önce "10-20 sayfadaki konulardan sorumlusunuz" gibi telkinlerle, bizi ezberciliğe itiyor maalesef. Aslında, öğretmenlerin temel görevi ezberletmek değil, öğretmektir. Bize bilmediklerimizi öğretmek, bu sayede bu bilgilerin sadece sınav sırasında değil, hayatımız boyunca yararlanılmasını sağlamaktır. Sadece, "şu konulardan sınavda soracağım, sınavda bu konulara çalışın" diyerek, sadece o bilgiyi geçici olarak hatırlatmış olursunuz. O öğrenci okuldan mezun olduğunda, o okuldan hiçbir şey öğrenmemiş olarak çıkar. Hâlbuki, biz okula bir şeyler öğrenmeye gidiyoruz ve sadece ezberleyerek bu öğrenmenin başarılı olması oldukça güç. Eğitim sistemimizdeki bu sorun yıllardır devam ediyor. Biz neredeyse hayatımızın 18 yılını eğitimde harcıyoruz. Bu ezberci eğitim sistemi sadece ilköğretim ve lisede değil, üniversitede de oldukça yaygın maalesef. Biz en iyi okuldan mezun olsak da, ezberci eğitim sistemi yüzünden hiçbir şey öğrenmeden mezun oluyoruz. İleride bir işe girdiğimizde, aslında hiçbir şey öğrenmediğimizi fark ediyoruz.
Bu ezberci eğitimin tamamen kaldırılması gerekiyor. Öğretmenlerimiz öğrendiklerimizin sadece sınavda değil, tüm hayatımızda lâzım olacağı şekilde öğretmesi gerekiyor. Zaten, biz o konuları iyi bir şekilde öğrendikçe, sınavlardan da geçme olasılığımız artar. Aslında, sınavlar neler öğrendiğimizi ölçmek içindir, insanlara bir şeyler ezberletmek için değil. Onun için, bu ezberci eğitim sistemine bir son verilmeli, ezbere değil öğretmeye ve öğrenmeye ağırlık verilmeli. Ancak bu sayede, eğitim sisteminin bu sorununa bir çözüm bulunabilir.
Sınavcı Eğitim
Eğitim sistemimizdeki bir diğer sorun da, çok fazla sınava tabii tutulmamızdır. Liseye ve üniversiteye girmek için sınavlara girmek zorundayız. Bu sınavlar bir hayli zor ve birçok öğrenci, sınavlardan yeterli puan alamadığı için istediği liseye veya üniversiteye yerleşemiyor. Öğrencinin dersleri çok iyi olsa dahi, sınavlardan geçemediği için açıkta kalıyor. Bu sınavları geçmek için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Burada da yine, ezberci eğitimin yol açtığı bir sorun karşımıza çıkıyor. "Sadece sınavdan geçmek için çalışayım, gerisi önemli değil!" Öğrenciler sınavlardan geçmek için her gün gecesini gündüzüne katarak ders çalışıyor. Ancak, maalesef sınavlar çok zor olduğu için bu durum öğrencilerin psikolojisinin bozulmasına neden oluyor. Çünkü, bu sınavlardan geçmek için gerek öğretmenleri, gerekse aileleri tarafından baskıya mâruz kalıyorlar. Tüm bunların sonucu olarak da, öğrenci, stresle birlikte psikolojik bunalımlara giriyor. Öğrenci de bir insan, bir robot değil! İşte sınavcı eğitimin en büyük sorunlarından birisi, öğrencileri birer robot haline getirmektir. Öğrenciler, kendi gelecekleri için değil, diğerleriyle yarıştırılmaya çalışıyor. Bu da, öğrenci sınavı geçse dahi, gelecekte hiçbir şey öğrenememesine neden oluyor.
Okul sınavları dışındaki tüm sınavlar kaldırılmalı. Öğrenciler, okul puanlarına göre istedikleri okula gidebilmeli. Sınavlar, öğrencilerin neler öğrendiğini ölçme konusunda faydalıdır, ancak sınavlar öğrencilerin hayallerine engel olmamalı. Geleceğimizi ve hayallerimizi kısıtlayan YKS ve LYS gibi sınavlar tamamen kaldırılmalı.
Bazı Öğretmenlerin İlgisizliği ve Aşırı Tepki Göstermesi
Özellikle devlet okullarındaki en büyük sorunlardan birisidir. Öğretmenler, ders sırasında ya aşırı ilgisizdir ya da aşırı tepki gösterirler. Ben okul hayatımın her döneminde bu sorunu yaşamışımdır. Bir öğretmen, bir öğrenci ödevini yapmadığında onu azarlar, hakaret eder ve hatta şiddet uygular. Tüm bu tutum ve davranışlar öğrencinin onurunu ve özgüvenini kırar. "Özgüven Eksikliği ve Nedenleri" başlıklı makalemizde, bu konudan da bahsetmiştik. Öğretmen öğrenci ödevini yapmadığında ona aşırı tepki göstermek yerine, bu ödevi neden yapması gerektiğini, ödevin öğrenmesinde ne gibi öneme sahip olduğunu sakin bir ses tonuyla anlatmalıdır. Ancak, maalesef çoğu öğretmen sanki ağır bir suç işlemişiz gibi, bize ağır tepkiler gösteriyor. Diğer bir sorun da, bazı öğretmenlerimizin aşırı ilgisiz olmasıdır. Öğretmen ders anlatır ama, öğrencinin anlayıp anlamaması hiç umrunda olmaz. Öğretmen, sadece sınavda çıkacak konuları söyler ancak o konuları hiçbir şekilde öğrencilere öğretmez. Günümüzde öğrencilerin çoğunun matematik dersi zayıftır, çünkü matematik öğretmenleri genelde ilgisizdir. Konuyu o kadar hızlı anlatırlar ki, hiçbir şey anlayamazsınız.
Değerli öğretmenlerimize bazı tavsiyelerimiz olacak. Eğer aşırı tepki gösteren bir öğretmen iseniz;
- Öğrencilere her zaman sabır ve empatiyle yaklaşın. O öğrenciniz ödevi yapmamış olabilir. Belki de unutmuş veya hiç yapmak istememiş de olabilir. Belki de, öğrenciniz dersinizi sevmediği için ödevi de yapmamıştır. Eğer siz öğrencinize dersi sevdirseydiniz, belki de o öğrenci tüm ödevlerini severek ve özveriyle yapacaktı. Ancak, aşırı tepki vermeye devam ettikçe, öğrenciniz ödevini yapmamaya ve dersinizden daha da çok nefret etmeye başlayacak. Onun için, daima sabır ve empatiyle yaklaşın. Öğrencinize dersinizi sevdirmeye çalışın. Unutmayın, öğrencinin başarısız olmasında sizin de suçunuz olabilir. Eğer birilerini suçlamak istiyorsanız, buna kendinizden başlayın.
- Sizin de zamanınızda bir öğrenci olduğunuzu unutmayın. Siz öğretmen olmak için gökten zembille inmediniz, değil mi? Birçok okul okudunuz, yani siz de bir öğrenciydiniz. Onun için, öğrencilere aşırı tepki göstermeden önce, sizin de zamanınızda bir öğrenci olduğunuzu hatırlayın ve kendinizi öğrencilerinizin yerine koyun. Belki, siz öğrenciyken öğretmenlerinizden hep şiddet görmüş olabilirsiniz, ancak bunu öğrencilerinize yaşatmaya da hakkınız yok. Onun için, her öğrencinize şiddet uygulamak istediğinizde, zamanında sizin de birer öğrenci olduğunuzu hatırlayın.
Eğer ilgisiz bir öğretmen iseniz;
- Siz bir öğretmensiniz ve öğretmek de sizin işiniz. Sizin işiniz bize bilmediklerimizi öğretmektir. Lütfen bu bilinçle hareket ediniz.
- Ezberci eğitim mantığından vazgeçiniz; bu size bir şey kazandırmaz. Sizin göreviniz bize bir şeyler öğretmektir. Öğrenmek sadece sınav için yapılan bir eylem değildir. Belki de sizin öğretecekleriniz, bir ömür boyu karşımıza çıkacak.
- Herkesin anlama kapasitesinin farklı olduğunu anlayın; siz belki dersi çok hızlı anlatıyorsunuz. Ancak, herkesin farklı bir öğrenme kapasitesi var. Kimi öğrenci 1 dakikada, kimi öğrenci de 1 saatte anlayabilir. Siz bir öğretmen olarak, sınıftaki herkese bir şeyler öğretmek zorundasınız. Eğer öğrettiklerinizin herkes tarafından öğrenilmesini istiyorsanız, hızlı öğretme yönteminden vazgeçiniz. Bu sayede, öğrettiklerinizi herkes anlayacak ve bu nedenle sınavlarda da daha başarılı olacaklardır.
Sonuç olarak
Eğitim bir insan ve toplum için çok önemlidir. Eğitimli bir toplum, güçlü ve ileri bir toplum demektir. Onun için, eğitim sistemimizde yer alan bu sorunları en kısa sürede çözmemiz ve standart bir eğitim sistemine kavuşmamız gerekiyor. Onun için, eğer bu yazımı okuyan devlet büyüklerimiz varsa, bu sorunların çözülmesi için derhal harekete geçmeliler. Çünkü, eğitim bu hayattaki en önemli şeylerden biridir. Eğitim olmazsa, hayat olmaz.
Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz.
Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.
Yorumlar
Yorum Gönder