if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : osmanlının gerilemesi
osmanlının gerilemesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
osmanlının gerilemesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2022 Pazar

Osmanlı'yı Zayıflatan Nedenler

Osmanlı'yı Zayıflatan Nedenler



1299'da Osman Gazi tarafından kurulan ve kısa sürede üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu, tarihte görülen en büyük ve güçlü imparatorluklardan biri olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu üç kıta ve yedi denize hükmetmiş bir imparatorluk olmuştur. 36 Osmanlı Padişahı tarafından yönetilen ve 16. yüzyıla kadar erişilemez bir güce sahip olan Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına ve çökmesine neden olan olayları sizler için araştırdık. Osmanlı tarihi ile ilgili yayınlanan makalelerden anında haberdar olmak için, Kişisel Yazılarım bloğumuzu takip etmeyi unutmayınız. 



Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına neden olan olaylar hakkında birçok tartışma yaşanmaktadır. Kimi tarihçiler, Osmanlı Devleti'ni zayıflatan asıl nedenin Rönesans döneminde yapılan coğrafi keşifler olarak nitelendirmekte, bazı tarihçiler ise Osmanlı Devleti'nin teknolojide geride kaldığını, doğal olarak askeri ve teknoloji bakımından zayıfladığını savunmaktadırlar. 16. yüzyıla kadar erişilemez bir güce sahip olan Osmanlı İmparatorluğu'nun neden zayıfladığı hakkındaki tartışmalar, halen daha devam etmektedir. Biz de, araştırdığımız ve yararlandığımız kaynaklarla Osmanlı Devleti'ni zayıflatan nedenleri bu makalemizde inceledik. Dilerseniz, sırasıyla Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına neden olan nedenlerden ve kişilerden kısaca bahsedelim. 

1- Osmanlı Padişahlarının Yönetimi Sadrazama Bırakmaları ve Sefere Çıkmamaları 


Kanuni Sultan Süleyman vefat ettikten sonra, oğlu II. Selim tahta geçti. II. Selim, ülkenin yönetimiyle hiç ilgilenmek istemiyordu ki, zaten padişah olmak da istemiyordu. II. Selim, annesi Hürrem Sultan'ın ısrarıyla padişahlık tahtına oturmuştu. II. Selim, Osmanlı tahtına oturduktan sonra, sefere çıkmayan ilk Osmanlı padişahı olarak tarihe geçmiştir. Zevk ve sefaya düşkün olan II. Selim, devletin yönetimini Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa'ya bırakmış ve saltanatı boyunca seferlere çıkmamıştı. II. Selim'den IV. Murad'a kadar, hiçbir padişah ordusunun başında sefere çıkmamıştır. Doğal olarak bu durum, devletin otoritesinde ve askeri yapısında zayıflamaya başlamasına neden olmuştur. Bu nedenle birçok tarihçi, II. Selim dönemini, Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönem olarak tanımlamaktadır. 


2- Yeniçeri Ocağına Niteliksiz ve Evli Kişilerin Alınması 

Yeniçeriler, Osmanlı ordusunun en güçlü ve önemli yapısını oluşturuyordu. Yeniçeriler son derece güçlü ve disiplinli bir şekilde yetiştiriliyordu. Yeniçeri ocağına katılmanın esasları ise evlenmenin kesinlikle yasak olması, bedenen ve ruhen belirli niteliklere sahip olmasıydı. Ve tabii ki, en önemlisi de etkin bir disipline sahip olmasıydı. Yeniçeriler, Osmanlı'da birçok önemli zaferde baş rol oynamışlardır. Ancak belli bir süre sonra Yeniçeriler, Osmanlı Devleti'nin başına bela olacaktı. Öyle ki, Osmanlı Devleti'nin zayıflamasında en önemli rolü oynamışlardı. II. Selim'in oğlu III. Murad tahta çıktığında, Yeniçeri ocağına niteliksiz, evli ve Yeniçeri esaslarına aykırı olacak şekilde birçok kişiyi yerleştirmiş ve bu nedenle zamanla bozulan Yeniçeri ocağı, kahraman ve yiğitlerin yerine, hainlerle ve zorbalarla dolu bir ocak haline gelmiştir. Yeniçerilerin çıkardığı isyanlar, Osmanlı Devleti tarafından bastırılamamaya başlamış ve doğal olarak devletin zayıflamasına da zemin hazırlamıştır. 

Osmanlı Devleti'nin güçlenmesinde en büyük role sahip olan Yeniçeriler, Yeniçeri ocağının kaldırılmasına kadar, Osmanlı Devleti'nin başına bela olmaya da devam etmişlerdir. 

Osmanlı'nın hazinesi, işgüzar ve sadece parayı düşünen devlet adamları tarafından boşaltıldığı için, Yeniçerilere ödenmesi gereken ücretler ödenmemeye başlamıştır ve bu yüzden sıklıkla Yeniçeri isyanları çıkmış ve Osmanlı Devleti çıkan bu isyanlar yüzünden giderek zayıflamıştır. 

3- Sultan I. Ahmed Tarafından Kaldırılan Yeni Veraset Sistemi Kanunu

Sultan I Ahmed, çok şevkatli ve merhametli biri olarak bilinir. Bu nedenle kardeş katlini önlemek için, Yeni Veraset Sistemi'ni kaldırmıştır. Ancak, bu nedenle şehzadeler kafeslere kapatılarak, gerekli eğitim ve donanımdan uzak bir şekilde büyümekteydiler. 

Şehzadelerin sancaklara çıkamamaları ve gerekli eğitimi alamamaları nedeniyle, Osmanlı padişahları vasıfsız ve başarısız olmuşlardır. Zaten çoğu şehzade, ölüm korkusuyla ve hapis hayatıyla büyüyorlardı.  Tabii ki, Sultan I. Ahmed, bunu sadece kardeş katlini önlemek amacıyla yapmıştı. O zamana kadar şehzadeler, tahta geçebilmek için kendi kardeşlerini öldürebiliyorlardı. Yavuz Sultan Selim gibi padişahlar, devletin güvenliği ve bekâsı için kendi kardeşleriyle mücadeleye girişmişler ve kardeşlerini öldürmüşlerdi. Devlet söz konusu olduğunda, vicdan ve merhamet duyguları bir kenara bırakılmalıydı. 

Ancak Sultan I. Ahmed, Yeni Veraset Sistemi'ni kaldırarak, aslında Osmanlı'nın zayıflamasına zemin hazırlamıştı. Çünkü, şehzadeler sancaklara çıkamıyor ve bu nedenle devlet tecrübesi edinemiyordu. Ayrıca şehzadeler gerekli eğitim ve donanımlardan uzak olarak büyüyordu. Yeni Veraset Sistemi'nin kaldırılmasıyla, şehzadeler kafeslere kapatılıyorlardı. Düşünün, siz belki de hayatınızın sonuna kadar, bir kafese kapatılacaksınız... Sımsıkı kapatılan kapıların ardında, tek başına bir hayat sürmek... İşte, Sultan Ahmed, kardeş katlini önlemek için bu kanunu kaldırmış ancak şehzadeler bu sefer de ölüm korkusuyla ve kafeslerde hapis hayatı yaşayarak büyüyorlardı. Doğal olarak, Sultan Ahmed'den sonra gelen Osmanlı padişahları, genelde devlet tecrübesi, terbiyesi ve gerekli eğitimleri almayan kişilerden oluşuyordu. Bu durum da, devletin hem otorite hem de sosyolojik olarak zayıflamasına yol açmıştı. 


4- Rönesans Hareketleri ve Coğrafi Keşifler

Rönesans hareketleri, 1453 yılında İstanbul'un fethedilmesinden sonra başlamıştı. Bu hareketleri coğrafi keşifler izlemişti. Söz konusu Rönesans hareketleri ve coğrafi keşifler, yeni ticari yolların ve bölgelerin keşfedilmesini sağlamıştı. Bu durum, Avrupa'daki teknolojinin gelişmesine, ipek-baharat ticaret yollarının zayıflamasına yol açmıştı. Rönesans hareketleri ile Avrupalılar gerek askeri, gerek ticari ve gerekse teknoloji bakımından giderek gelişmeye başlamıştı. Osmanlı Devleti ise tüm bu gelişmeler sonucu teknoloji ve ticaret bakımından Avrupa'nın gerisinde kalmıştı. Avrupanın teknolojisini sürekli geliştirmesi ve Osmanlı'nın bu konuda geride kalması da, Osmanlı'nın gerilemesine ve zayıflamasına zemin hazırlayan gelişmeler olmuştur.

5- Sonuç Olarak

Bu yazımızda, üç kıtaya yayılmış ve tarihin tek hanedanlık tarafından yönetilen en büyük ve güçlü imparatorluğu olan Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamasına neden olan olayların birkaçından bahsetmeye çalıştık. Söz konusu bu makaleyi hazırlamakta, ünlü tarihçilerden ve sağlam tarih kaynaklarından faydalandık. 

Osmanlı Devleti hakkında daha fazla makaleden haberdar olmak için Kişisel Yazılarım bloğumuzu takip edebilir, bu makalemizi sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak, arkadaşlarınızın da Osmanlı tarihi hakkında merak ettikleri konuları öğrenmelerine yardımcı olabilirsiniz. 

Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

11 Ağustos 2017 Cuma

Osmanlı Devletini Zayıflatan Neden Nedir?

osmanlı ile ilgili görsel sonucu
Hepimizin bildiği gibi, 1299 yılında kurulan Osmanoğulları beyliği, 200 sene içerisinde üç kıtaya hakim bir imparatorluk halini almıştı. Osmanlı Devleti, üstün askeri başarılarıyla, siyasi alanda, teknolojik alanda üstünlükleriyle, kısa zamanda güçlenmeyi başarmıştı. Ama, üç kıtaya yayılmış büyük bir imparatorluğu zayıflatan ne olabilirdi? Şimdiye kadar ki okuduğunuz tarih kitaplarını bir kenara bırakın ve benim bu yazıma bir göz atın! 


Osmanlı İmparatorluğunun zayıflamaya başlaması, Kanuni Sultan Süleyman zamanında başladığını söyleyebiliriz. Çünkü, o döneme kadar hiçbir Yeniçeri ayaklanması yaşanmamıştı. Ancak, zamanla güçlenen Yeniçeriler, artık kendilerini Kanuni döneminde de hissettirmeye başlamışlardı. Konuya dini açıdan değil de, siyasi açıdan bakacak olursak, Kanuni, II. Selim'i tahta geçirmekle büyük bir hata yapmıştı. Çünkü, Kanuni Sultan Süleyman'ın en büyük oğlu olan I. Mustafa'yı idam ettirmişti. I. Mustafa, II. Selim'e göre daha deneyimli ve bilgili bir şehzadeydi. Ayrıca, devleti daha iyi yönetebilecek bir kabiliyete sahipti. Ancak, Kanuni I. Mustafa'nın kendisine ihanet ettiği gerekçesiyle, kendisini idam ettirmişti.

Kanuni Sultan Süleyman'ın hatası, sadece I. Mustafa'yı idam etmek değildi. Ayrıca, görevinde son derece başarılı olan, Mohaç Meydan Savaşı ve daha birçok zaferde önemli payı bulunan Sadrazam İbrahim Paşa'yı idam ettirmekti. Gerçekten de, son derece başarılı, siyasi, askeri ve diğer alanlarda oldukça üstünlük gösteren bir padişahtı. Ancak ne var ki, yine bir fitne sebebiyle idam edildi. Bu fitneleri de çıkaran, Hürrem Sultan'dır. Sarayda hakimiyet kurmak isteyen Hürrem Sultan, ne kadar düşmanı varsa, çıkardığı fitneler sebebiyle, tüm düşmanlarını saf dışı bırakmıştı. Osmanlı'nın zayıflamaya başlamasından sorumlu olanlardan biri, şüphesiz Hürrem Sultan'dır.

I. Mustafa ve Pargalı İbrahim Paşa yaşasaydı, belki de şu anda Osmanlı Devleti yıkılmamış olacaktı. Çünkü, üç kıtaya yayılmış kocaman bir imparatorluğu yıkabilmek akıl karı değildir. İşte, Osmanlı Devleti zayıflamaya dışarıdan değil, içeriden başlamıştır. Çıkan fitneler sebebiyle, eski haline gelememiştir. Kanuni Sultan Süleyman son derece başarılı, adaletli, savaş ve diğer alanlarda birçok padişahtan üstün olmasına rağmen, bu yaptığı hata, Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına yol açmıştır. Tabii ki, Osmanlı'yı zayıflatan sadece bu neden değil. Bunun arkasını daha başka şeyler izlemiştir. Ben burada sadece, Osmanlı'nın ne zaman zayıflamaya başladığını açıklamaya çalışıyorum. Çünkü, koca bir imparatorluk, üç kıtaya hakimiyet kurmuş bir devlet, basit hatalarla yıkılacak değildi.

Belki de, bu saydığım isimler o zaman hayatta olsaydı ve halen devleti yönetiyor olsalardı, belki de Osmanlı Devleti, çok daha farklı yerlere gelecekti. Hatta belki de, Avrupa'nın tamamı Osmanlı'ya ait olacaktı. İşte, bir devlette ne kadar fitne fesat olursa, o devlet istediği kadar güçlü olsun yıkılmaya mahkumdur. Çünkü sağlam bir kaleyi yıkmanın en kolay yolu, kaleye dışarıdan değil içeriden saldırmaktır. Yani, Osmanlıyı zayıflatan, aslında dış nedenler değil.

Peki, ya şu anda Osmanlı ayakta olsaydı? Halen daha padişahlıkla yönetilseydik? Neler olurdu? Nasıl bir yaşam bizi beklerdi? Şu anda Osmanlı nasıl bir konumda olurdu? Gerçekten merak ettiğim bir konudur. Ancak emin olduğum bir şey var, o da Osmanlı halen yaşıyor olsaydı, İslam beldelerinde kimse mazlum Müslümanlara zulüm edemezdi. Savaşlar durur, her tarafta adalet ve hoşgörü hakim olurdu. Çünkü Osmanlı padişahları, fethettikleri topraklarda farklı dinden ve inanıştan olan insanlara, hep hoşgörülü ve adaletli davrandılar. Ayrı gayrı gözetmeden, her dinden insana aynı eşitlikte davrandılar. Bugün de olsa, aynı şekilde davranırlardı.

Osmanlı'yı sevmek şöyle dursun, Osmanlı aşığı bir insanım. Çünkü, ecdadımızın çok örnek alınacak davranışları vardır. Osmanlı yıkılmasından 97 yıl geçmesine rağmen, halen özlemini sürdürmektedir. Kalplerdeki yeri, halen daha yerini korumaktadır. Bu şanlı ecdadımızın ruhlarına Allah'tan rahmet dilerim. Rabbim, ecdadımızı örnek almayı, onlara layık bir nesil olabilmeyi nasip eylesin. Rabbim şefaatlerine nail eylesin.

İlgi ve alakanıza teşekkür ederim.
Kaan Akalın