if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : küresel ısınma
küresel ısınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
küresel ısınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Şubat 2022 Çarşamba

Küresel Isınma ve İklim Değişikliği


Bu yazımda aslında hepimizin bildiği ancak gözardı ettiği bir durumdan bahsetmek istiyorum ki, bahsetmek istediğim şey, küresel ısınma ve iklim değişikliği hakkında. Günümüzde giderek artan doğal felaketlerin ardında şüphesiz ki "küresel ısınma" yatmaktadır. Küresel ısınma olarak tabir edilen olay, çeşitli zehirli gazların atmosfere salınması sonucu, atmosferin ısınması olarak tanımlanıyor. Sonuç olarak bu durum iklim değişikliğine ve birçok doğal felakete neden oluyor. Küresel ısınma, aslında biz insanların neden olduğu bir durum. Özellikle kimyasal madde üreten fabrikalar, atıklarını baca yoluyla atmosfere salıyor. Her canlıda olduğu gibi, bu zehirli atıklar atmosferimizi ve dünyamızı da zehirliyor. Aslında küresel ısınma sorunu ne kadar arttıkça, dünyamızın sonu o kadar da yaklaşıyor. Örneğin, kutuplardaki buzullar 21. yüzyılın başlarında kayda değer bir erime kaydetmiştir. Bunun nedeni, küresel olarak dünyanın aşırı ısınmasından kaynaklanıyor. Yani, biz her atmosfere bu zehirli atıkları saldığımızda, dünyamız her gün daha da zehirlenmeye ve yok olmaya başlıyor. Buzulların erimesi demek, deniz seviyesinin aşırı yükselmesi ve bu da denize kıyısı olan tüm ülkelerin sular altında kalacağı demek oluyor. Aslında küresel ısınmayla biz insanlar, kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz! 
Küresel ısınmayı tetikleyen bir takım faktörlere göz atacak olursak: 
  • Zehirli gazların baca yoluyla atmosfere salınması,
  • Çevre kirliliği,
  • Deniz kirliliği gibi etkenler gösterilebilir. 
Özellikle kalabalık nüfusa sahip olan ülke ve şehirlerde küresel ısınma sorunu daha da artıyor. Küresel ısınmanın sonucu olarak da iklim değişikliği ve kuraklık gibi felaketlerle karşı karşıya kalmamız uzak bir ihtimal değil. Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülke kuraklık tehtidi ile karşı karşıya... Özellikle ülkemizdeki tatlı su kaynakları ciddi oranda azalmaktadır. Bunun nedeni, küresel ısınma yüzünden ülkemizin yeterli yağış alamamasıdır. Özellikle İstanbul gibi kalabalık bir şehirden bahsediyorsak, ülkemizin su ihtiyacı için her yıl en az 264 gün yağmur yağması gerekiyor. Ancak günümüzde yağışlar geçmişe nazaran bir hayli azalmış durumda. Kar yağışları ya çok az, ya da hiç yağmıyor. Barajlarımızın yeterli doluluğa ulaşabilmesi için kar yağışı son derece önemli. Ancak İstanbul gibi kalabalık şehirlerde küresel ısınmanın oranı daha fazla olduğu için kar ya hiç yağmıyor, ya da çok az yağıyor. Küresel ısınmayla beraber gelen iklim değişikliği nedeniyle ülkemiz kuraklık ve susuzlukla karşı karşıya! Küresel ısınmaya karşı bir önlem almadığımız takdirde, ülkemizin kocaman bir çöle dönüşeceğini söyleyebiliriz! Artık kış mevsimi daha geç gelmeye ve yazlar daha uzun sürmeye başladı. 
Şimdi, küresel ısınmanın sonuçlarını yeni yeni düşünmeye başladık. Çünkü artık küresel ısınma, doğamızı ve hayatımızı tehdit ediyor. Yere bir çöp attığımızda bile bunun küresel ısınmayı tetiklediğini düşünmemiz gerekiyor. Küresel ısınmayla mücadelenin en iyi yolu, daha temiz ve sağlıkl bir çevreyle mümkündür. Örneğin, fabrikalar kimyasal atıklarını filtre yöntemiyle temizleyip doğaya temiz bir şekilde bırakabilirler. Bu şekilde dünyamız ve doğamız zehirlenmemiş olur. Şimdi bu dediklerimin saçma olduğunu düşünebilirsiniz, ancak hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz. Başka bir gezegende yaşama şansımız yok ve daha iyi yaşanabilir bir dünya yaratabilmek için küresel ısınma sorunuyla hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Gerek devletler gerekse insanlar bu konuda araştırma yapmalı, insanlar küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmeli ve gerekli somut adımlar atılmalı. Eğer biz bu dünyada yaşıyorsak, küresel ısınmayla mücadele etmek, hepimizin görevi olmalıdır. 





















Bu yazıyı beğendiyseniz +1 butonuna basmayı ve blogumu takip etmeyi unutmayınız. Ayrıca bana destek olmak için blog sayfamda bulunan Google reklamlarına da tıklayabilirsiniz. Teşekkürler!

17 Ağustos 2017 Perşembe

Evlerimizdeki Tehlike!

Evlerimizdeki Tehlike!

Hemen hemen hepimizin kullandığı çamaşır suları, deterjanları, bulaşık deterjanları, oda parfümleri ve daha birçok ürün, hem sağlığımıza hem de çevremize önemli zararlar vermektedir. Marketlerde ve bakkallarda kolaylıkla bulabileceğimiz bu ürünler, kimyasal maddelerden üretilmektedir ve bu kimyasal maddeler, ciddi sağlık sorunlarının yanı sıra, doğal çevremize de ciddi zararlar vermektedir. Günümüzde kanser vakalarının artmasında ve küresel ısınma sorununda bu kimyasal maddelerle üretilen ürünler sorumludur. Bu ürünlerin üretildiği fabrikalardan doğaya salınan zehirli gazlar, havanın ve denizlerin kirlenmesine, deniz ve kara yaşamının tehdit edilmesine neden olmaktadır. Bugün Haliç'in bu denli kirli olmasının temel sebeplerinden biri, bu kimyasal maddelerdir. Şimdi isterseniz, bu kimyasal ürünlerin ne gibi sağlık sorunlarına yol açtığına bakalım:
  • Kanser: Kimyasal maddeler kullanılarak üretilen ürünler, başta cilt kanseri olmak üzere birçok tehlikeli kanser türüne yol açmaktadır. Bu maddelerin cilde teması veya solunması, kanser riskini artırmaktadır. 
  • Bronşit: Kimyasal maddelerin üretildiği fabrikaların saldığı zehirli gazlar, ciğerlerimize zehirli hava solumamıza neden olmakta ve bu da bronşit hastalığına yakalanma riskini artırmaktadır. 
Kimyasal maddelerle üretilen ürünlerin, hangi sağlık sorunlarına yol açtığına değindikten sonra, isterseniz çevreye nasıl zarar verdiklerine bir bakalım: 

1- Su ve Denizlerin Kirlenmesi: Canlı yaşamı için çok önemli olan su, kimyasal ürünlerin üretildiği fabrikaların atıklarını doğaya salması sonucu, su kirliliği önemli noktalara ulaşmıştır. Bu su kirliliği, insan ve denizdeki canlıların yaşamını tehdit etmektedir. Hem bu suyun yarattığı kokuyu solumak, hem de böyle bir suyu içmek, intihar etmekle eş anlamlıdır. Gerçekten temiz bir suya kavuşmak istiyorsak, bu kimyasal madde içeren ürünlerden satın almaktan vazgeçmemiz gerekiyor.


2- Hava Kirliliği: Kimyasal maddelerle üretim yapan fabrikaların çevreye verdiği en büyük zararlardan biri, hiç şüphesiz hava kirliliğidir. Özellikle büyük şehirlerde bu sorun, daha da yaygın bir hale gelmektedir. Bu zehirli gazlar, havanın önemli ölçüde kirlenmesine neden olmaktadır. Her canlının yaşaması için mutlaka gerekli olan hava, maalesef bu kimyasal maddelerin üretildiği fabrikalar tarafından kirletilmekte, soluduğumuz havayı zehirlemektedir. Bunun sonucunda; kanser, bronşit, astım gibi hastalıklara yakalanma oranları hızla artmaktadır. 

3- Küresel Isınma: Küresel ısınma, zehirli gazların doğaya salınması sonucu, atmosferde meydana gelen ısınmaya verilen isimdir. Bugün bu küresel ısınmanın doğamızda yarattığı tahribatın sonuçları, yeni yeni düşünülmeye başlanmıştır. Yaşanan iklim değişiklikleri, doğal afetlerin artması gibi önemli sorunlar küresel ısınmadan kaynaklanmaktadır. Bu küresel ısınmayı tetikleyen en önemli nedenlerden bir tanesi de, bu kimyasal maddelerdir. Bu kimyasal maddelerle üretim yapan fabrikalar, yaptıkları üretim sonucu zehirli gazları doğaya salarak, küresel ısınmayı tetiklemektedirler. Eğer bu küresel ısınmanın önüne geçemezsek, sonuçları çok ağır olacak durumlarla karşılaşabiliriz. Hatta, bu durum gezegenimizde canlı yaşamının sonunu da getirebilir. İşte, biz kimyasal maddeler kullanmaya devam ettikçe, küresel ısınmaya da katkı sağlamış ve gezegenimizin sonuna kendimizi biraz daha yaklaştırmış oluyoruz. 

Sonuç olarak, bu kimyasal maddelerle üretilen ürünler; hem sağlığımızı hem de çevremizi ciddi anlamda tehdit etmektedir. Bu ucuz diye aldığımız kimyasal maddeler, aslında büyük tehlikeler içermektedir. Çözüm olarak önerebileceğim şey ise; kimyasal ürünler yerine daha çok bitkisel ürünler tercih edilebilir. Böylece hem sağlığımızı hem de çevremizi bu kimyasal maddelerden korumuş oluruz. Unutmayalım ki, hiçbir kimyasal madde, bitkisel ürünlerin yerini tutamaz. 

Girişimcilere sesleniyorum: Kimyasal olarak üretilen ürünlerin, hangi zararlara yol açtığını makalemde belirttim. Lütfen, biraz duyarlı olalım ve kimyasal ürünler üretmekten vazgeçelim. Bunun yerine, daha sağlıklı, daha bitkisel, doğaya ve canlı sağlığına zararı olmayan ürünler üretelim. Unutmayalım ki, yaşanabilir bir dünya bizim elimizde olan bir şey. Çocuklarımıza, torunlarımıza daha temiz bir dünya bırakalım. 

İlgi ve alakanız için teşekkür ederim. 
Yazımı beğendiyseniz, yazılarımın devamının gelmesi için bana abone olabilirsiniz. 
Ayrıca, bana destek olmak isterseniz, blogumda yer alan Google Reklamları'na birer kez tıklayabilirsiniz.

Kaan Akalın