if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : dünya
dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2022 Cuma

Dünya Durduğunda....

Dünya Durduğunda....

Dünyamız kendi etrafındaki dönüşünü 24 saatte, güneş etrafındaki dönüşünü 365 günde tamamlıyor. Peki, dünyanın dönmesi yavaşlayarak durması durumunda neler yaşanır? Dünyanın dönmeyi kesmesi durumunda başımıza neler gelir? Keyifli ve sürekleyici bir yazı sizleri bekliyor!... Dünyanın dönme hızı bugün 04.02.2022 tarihinde gece saat 00:00'da başlıyor!... 


Dünyamızın kendi etrafındaki dönüş hızı, saatte 1670 km, güneş etrafındaki dönüş hızı ise 107 bin km.'dir. Bu dönme hızının bir anda yavaşladığını düşünelim. Dünyanın kendi etrafında dönme hızı 1670 km.'den 1270 km'ye düşürelim... İlk başta yaşanan olay, günlerin uzaması olacaktır. Günler artık 24 saat değil, 48 saate çıkmış durumda. Tüm bu değişimler, uyku bozukluklarına neden olmakta... Çünkü insanlar bu yeni değişimlere henüz ayak uydurabilmiş değil. Herkes bir tuhaflık olduğunu anlıyor ama nedenini tam olarak kestiremiyor... Dünyanın dönme hızı yavaşladığı için artık günler daha uzun... Bu durum, güneşin olduğu bölgelerin sıcaktan kavrulmasına, karanlık olan bölgelerde havaların giderek soğumasına neden oluyor. Sıcaklık ortalamasının aşırı artmasıyla, güneşin olduğu yerlerde aşırı sıcaklık nedeniyle su kaynaklarının azalmasına ve bölgelerin çöle dönüşmesine neden oluyor. 
Diğer yandan gecelerin uzun sürmesi nedeniyle, güneşin doğması 1-2 günü bulabilmekte ve bu yüzden dondurucu soğuklara maruz kalmaktadır. Dondurucu soğuklar yüzünden güneşin olmadığı bölgelerde büyük ve geniş buz kütleleri oluşmaya başlıyor... 

05.02.2022 - Dünyanın Dönüş Hızının Yavaşlamasının Üzerinden 1 gün geçti... 



 Dünyanın yavaşlamasının üzerinden 1 gün geçti. Bugün dünyanın kendi etrafındaki dönüş hızı 1070 km'e, güneş etrafındaki dönüş hızı ise 60 bin km'ye düşmüş durumda. Artık güneş sistemimizin en yavaş dönme hızına sahip Merkür gezegeninden biraz daha hızlı dönüyoruz. Tüm bu durum, dünyanın dengesini iyice alt-üst ediyor! Ancak, insanlar halen daha olan biteni anlayabilmiş değil! Artık dünyanın bir günü 48 saat değil, 62 saate çıkmış durumda! Yani, güneş 62 saatte bir doğup batıyor. Tüm bu  değişimler, dünyamızın sıcaklık farklarının giderek artmasına neden oluyor. Güneşe mâruz kalan yerler, artık sıcaktan kavrulmaya başlıyor! Dünyanın dönme hızının yavaşlamasıyla birlikte, yağmur ve kar gibi hava olayları neredeyse yok olmuş durumda! Gezegenimizin güneş olan yerleri, dünyanın yavaşlamasıyla birlikte daha aydınlık ve sıcak... Güneşin olduğu yerlerde sıcaklık +150 santigrat dereceye çıkmış durumda. Öyle ki, bu sıcaklık demiri kadar yüksek... Öte yandan, güneşin olmadığı yerlerde sıcaklık ciddi anlamda düşmeye başlıyor. Sıcaklık -150 dereceye kadar düşüyor. Dünyanın dönme hızının yavaşlamasıyla, güneşin olduğu yerler ne kadar sıcaksa, güneşin olmadığı yerler o kadar karanlık ve soğuk... Dönme hızının yavaşlamasıyla bir yıl artık 365 gün değil, 400 günde tamamlanıyor. Yani, dünyanın dönme hızı her yavaşladığında zaman biraz daha uzuyor.

04.03.2022 - Dünyanın Dönme Hızının Yavaşlaması Üzerinden Bir Ay Geçti

Dünyanın dönüş hızının yavaşlamasının üzerinden 1 ay geçti... Dünyamızın kendi etrafındaki dönüş hızı 100 km'ye, güneş etrafındaki dönüş hızı ise 1200 km'ye düşmüş durumda ve artık durmak üzere... Dünyanın dönme hızının bu kadar hızlı bir şekilde düşmesi yüzünden, dünya üzerindeki oksijen oranı da o kadar düşüyor. Değişimlere ayak uyduramayan tüm canlılar ya kavrularak ya da donarak hayatını kaybediyor. Artık, dünyanın birkaç bölgesi dışında hiçbir yer güvenli değil. Dünyanın güneş alan yerleri, aşırı sıcaklık nedeniyle bir cehennemi andırırken, güneşin olmadığı yerler, neredeyse bir buz küpünü andırıyor. Güneşin olduğu yerlerde sıcaklık 300 santigrat dereceye çıkmış durumdayken, güneşin olmadığı karanlık yerlerde sıcaklık -300 santigrat dereceye kadar inmiş durumda. Bu durum, canlıların hayatta kalmalarını imkânsız kılıyor! Ancak, Amerika, Rusya, İrlanda gibi yerler, tüm bu değişikliklere rağmen, hâlen güvende. Dünyada yaşayabilen çok az canlı buralarda bulunmakta. Günümüzde 7,5 milyar olan dünya nüfusu, dünyanın dönme hızından kaynaklanan durumlar sebebiyle 200 bin kişiye kadar düşüyor. Sadece bu bölgelerde yaşayanlar, şanslı. 

04.05.2022 - Dünyanın dönme hızının yavaşlamasının üzerinden 3 ay geçti...

Dünyamız artık tamamen durmuş durumda. Bırakın dönmeyi, herhangi bir hareketlilik bile söz konusu değil. Dünyamız, dönmeyi artık tamamen bıraktı ve bu yüzden artık hiçbir yer güvende değil! Değişimlere ayak uyduramayan tüm canlılar yok olmuş durumda! Ancak, değişimlere ayak uydurup hayatta kalmaya çalışan 5.000 kişilik bir insan nüfusu mevcut. Dünyanın dönmeyi durdurmasıyla birlikte, artık güneşin olduğu yerlerde sıcaklık +500 dereceye çıkmış durumda! Güneşin yer aldığı bölgelerde bırakın canlının yaşamasını, kaya ve hatta dağların da ayakta kalması güç! Güneşin yer aldığı bölgeler artık bir cehennemi andırıyor! Öte yandan, güneşin olmadığı karanlık bölgelerde sıcaklık -500 dereceye kadar düşmüş durumda. Bu durum, bölgenin tamamen buza dönüştüğü anlamına geliyor. Bu değişimlere ayak uydurabilen birkaç canlı dışında, dünyadaki tüm canlılar yok olmuş durumda!  Peki siz, dünyanın hızı birden bire yavaşlasa ve daha sonra aninden dursa, ne yapardınız? Sabah uyandığınızda, güneşin saat 04:00'de doğduğunu görseniz ve iki üç gün sonra batacağını öğrenseniz tepkiniz ne olurdu? Tüm bu değişimlere nasıl ayak uydururdunuz? Dünya durduğunda ve bu değişimler yaşandığında, hayatta kalmak için ne yapardınız? Lütfen cevaplarınızı yorumlarda belirtin.

Dışarıdan herhangi bir müdahale olmadığı müddetçe, böyle bir şeyin yaşanması, bilimsel olarak mümkün değil. Biz sadece, biraz hayal gücümüzü de kullanarak bir beyin fırtınası yapmak istedik. Umarım bu yazdığım yazıyı keyifli ve sürekleyici bulursunuz. Bu yazımı okuduğunuz için teşekkür ederiz.

Bu yazıyı beğendiyseniz +1 butonuna basmayı ve blogumu takip etmeyi unutmayınız. Ayrıca bana destek olmak için blog sayfamda bulunan Google reklamlarına da tıklayabilirsiniz. Teşekkürler!

9 Ekim 2016 Pazar

Uzayda Yalnız mıyız?

Uzayda keşfedilmeyi bekleyen sayısız galaksi ve gezegen mevcut. Bilimadamları uzayda yaptıkları sayısız incelemelere rağmen, halen yaşanabilir bir ge-zegenin varlığına rastlayamadılar. İçinde bulunduğu-muz samanyolu galaksisinde bile keşfedilmeyi bekleyen pekçok yıldız sistemi mevcut. Nasa'nın bilim adamları halen uzayda yaşam bulunabilecek bir gezegenin varlığını araştırıyor. Görgü tanıkları UFO denilen cisimlerin dünyaya uğradığını ve hatta işaretler bıraktıklarını iddia etmektedirler. Bu araştırmalar bayağı bir sürecek gibi görünüyor. Daha güneş sistemindeki gezegenlerin ve uyduların özelliklerini yeni yeni keşfetmeye başladık. Şimdi bu güneş sistemimizdeki gezegenlerin özelliklerine bir bakalım:

Merkür: Merkür, güneş sistemine en yakın gezegendir. Merkür'de gün 58 dünya gününe eşittir. Çünkü güneşin etrafında dönen en yavaş gezegendir. Merkür'ün bu özelliği gezegenin diğer yanını kızartırken, diğer yanını ise donduruyor. Kısacası, burada asla yaşayamayız. 








Venüs
Venüs gezegeni dünya ile benzerliğinden "Dünya'nın ikizi" olarak adlandırılır. Her ne kadar büyüklük olarak dünyaya benzese de, dev bir fırın tabiri çok doğru olur. Venüs'ün yüzey sıcaklığı kurşunu eritecek kadar yüksek. Ayrıca yoğun karbondioksit içeren bulutlarla öldürücü asit yağmurlarına maruz kalıyor. Daha önce defalarca insansız hava aracıyla görüntülenmeye çalışsa da, hiçbiri yüzeyine ulaşamadan eriyip yok oldu. Düşünün ki, kurşunu eriten bir sıcaklık, bizim yaşamamıza imkan verecek gibi değil. Kısacası Venüs gezegeni de yaşayabileceğimiz bir gezegen olamaz.



Mars
Mars, hakkında en çok araştırma yapılan gezegenlerden biridir. Çünkü 8 gezegen içerisinde yaşamaya en uygun gezegendir. Yüzey sıcaklığının normal olması sebebiyle, astronotların bu gezegende araştırma yapmalarına izin vermektedir. Mars'da yaşamın varlığı, yıllardır astronotların araştırma konusu olmuştur. Hatta ileri teknolojiyi kullanarak, burada suni oksijen sağlayabilmeyi amaçlamaktadırlar. Hatta ileride birkaç insanın Mars'a giderek, Dünya'ya hiç dönmemek üzere orada yaşamasını sağlamayı düşünmektedirler. Ama suni oksijen ne kadar ihtiyacı karşılar, bilinmez. Ama şu anda Mars gezegeninin atmosferi, yaşama elverişli olmadığından, şu anda burada yaşamak mümkün değil. Ayrıca Mars yüzeyinde su da bulunmuyor.


Jüpiter
Jüpiter, güneş sisteminin en büyük gezegenidir. Üzerinde hiçbir kara parçası bulunmadığından, dev gaz devleri arasında yer alır. Gezegende meydana gelen korkunç fırtınalar, yaşamı imkansız hale getirmektedir. Ayrıca Jüpiter'in kuvvetli bir manyetik alanı var. Bu da öldürücü gazları atmosfere çekerek, gezegeni yaşam için tehlikeli hale getiriyor. Kısacası Jüpiter gezegeni de yaşam için elverişli değil.



Satürn
Satürn, güneş sisteminin ikinci en büyük gezegenidir. Kaya ve buz parçalarından oluşan halkalarla tanınmaktadır. İçeriğinde kara parçası bulunmadığından, gaz devleri arasında yer almaktadır. Yoğunluğu suyun yoğunluğundan bile düşüktür. Kısacası bu gezegen de, yaşama izin vermiyor.

Uranüs 
Uranüs güneşe en uzak ikinci gezegendir. Uranüs'ün atmosferi, yoğun karbondioksit nedeniyle mavi renktedir. Uranüs'ün bileşiminde %83 Hidrojen, %15 Helyum, %2 Metan(CH49 ve Amonyum buzu; su buzu; amonyum hidrosülfit; Metan buzu. Kısacası bu gezegende oksijen bulunmamaktadır. Bu da yaşam için elverişli değildir. Ayrıca Uranüs gezegeni, dondurucu soğuğuyla da canlı yaşamına izin vermemektedir. 

Neptün
Neptün, güneş sisteminin en uzak gezegenidir. Neptün, güneş sisteminde yer çekimi en fazla olan 2. gaz devidir. 24.764 km.'lik yarı çapı, dünyanın dört katı büyüklüğündedir.  Neptün'ün iç yapısı Uranüs'e benzemektedir. Atmosferi toplam kütlesinin %5-%10 kadarını ve dıştan merkeze doğru olan mesafesinin de yaklaşık %10-%20'lik kısmını oluşturur. Atmosfer basıncı 10GPa'yı bulmaktadır. Metan, amonyak ve su oranları atmosferin alt katmanlarında daha yüksektir.[7] (Kaynak: Vikipedi)

Dondurucu soğuğu nedeniyle, canlı yaşamına izin vermemektedir.

Plüton
Plüton'un gezegen olup olmadığı, halen tartışma konusudur. Plüton'un gezegen olduğuna kanıt, uydularının bulunmasıdır. Ancak yüz ölçümü bakımından çok küçük olduğundan, "Cüce Gezegen" olarak adlandırılmaktadır. Plüton güneşe en uzak gezegen olmasından, dondurucu bir soğuk hüküm sürmektedir. Zaman zaman, ince atmosferi bile buz kütlesine dönüşmektedir. Burada da yaşamamız, imkansıza yakındır.






Görüldüğü üzere güneş sistemimizdeki dokuz gezegenin sekizi, insan yaşamına müsehade etmemektedir. Kimisi atmosferinden, kimisi yüzey sıcaklığından, kimisi de yer çekiminden ve dönme hızından yaşamı imkansız hale getirmektedir.



Ancak Dünya gezegeni, tam yaşama uygun bir gezegendir. Yer çekimi, güneşe olan uzaklığı, atmosfer yapısı, yüzey sıcaklığı bu gezegeni yaşanabilir bir gezegen yapmıştır. Dünya gezegeninde yaşam, dışarıdan müdahale olmadığı takdirde, sürüp gider. Bilim adamları, yaşamak için dünyamsı gezegenler araştırmaktadırlar. Ama dünya dışında yaşanılabilecek bir gezegenin varlığına, henüz rastlanamadı. Halen dünyamsı gezegen araştırmaları sürmektedir. Belki ileride sürekli gelişen teknoloji sayesinde, dünyamsı bir gezegen bulup orada yaşamaya başlayabiliriz. Ama bu çok zaman alacağa benziyor. Dünya sonsuza kadar yaşamayacak. Elinde sonunda, dünya yaşanabilir atmosferini tüketecek. Böylece öldürücü gazlar yeryüzüne dolarak, toplu ölümlere sebep verecektir. Şu anda dünyanın yer çekimi kuvvetinin zayıfladığı belirtildi. Belki de bu durum, çok yıllar sonra dünyanın yok olmasına sebep olabilir. Bunun için bilim adamları, halen dünyamsı gezegenler aramaya devam etmektedirler.

Yazılarımın devamı için, bloğumu takip etmeyi unutmayın. 
Bu arada, destek için sitemde yer alan "Google Reklamları"na tıklamayı da unutmayınız. 

İlgi ve alakanız için teşekkür ederim.
Kaan Akalın