Irkçılık, kendimizden farklı olan, dili, dini, inaçları farklı olan insanları kendimizden aşağı görüp onları aşağılamaktır. Birçok insan maalesef bu şekilde davranmaktadır. İki yıl önce bir Amerikalı polisin siyahi bir adamı sırf ten rengi farklı olduğu için acımasızca öldürmüştü. Peki, bunu neden yapıyoruz? Neden bizden farklı olan insanlara karşı bir nefret besliyoruz? Sonuçta hepimiz insan değil miyiz? Böyle ırkçı davranışların bize ne faydası var? Sadece bir insanı dili, dini, ırkı ve görünüşü farklı görünüyor diye, o insana eziyet etmek, hakaret etmek, aşağılamak ne kadar doğru? Görünüşümüz, düşüncelerimiz, inançlarımız ve kültürlerimiz farklı olsa da, hepimiz insanız ve aynı dünyayı paylaşıyoruz. Bu dünyayı neden paylaşılmaz bir hale getirmeye çalışıyoruz? Benim birçok yabancı arkadaşım var ve hepsinin dini, dili, ırkı, düşünceleri ve kültürleri birbirinden farklı ama birbirimize saygılı ve hoşgörülü davrandığımız için hiçbir sorun olmuyor. Bakın, günümüzde birçok ırkçılık olayına şahit oluyoruz. İnsanlar artık birbirine eskisi kadar hoşgörülü davranmıyor. Hoşgörünün en güzel örneğini ecdadımız Osmanlı Devleti göstermektedir. Osmanlı Devleti, idaresi altındaki tüm insanlara dil, din, ırk ve düşünce farkı gözetmeksizin, eşit, adil ve hoşgörülü davranmıştır. Osmanlı Devleti idaresindeki tüm Müslüman ve gayr-i müslim insanlar hep beraber ve barış içinde yaşadılar. Dil, din, ırk ve diğer ayrılıkları bir kenara bırakıp, senelerce kardeşçe bir arada yaşadılar. Osmanlı Devleti asla bir insanı dili, dini, ırkı yüzünden dışlamamış, kendi ırkındaki insanlara davrandığı gibi adil ve hoşgörülü davranmıştır. Şimdi bize ne oluyor ki, kendi ırkımızdan olmayan insanları aşağılıyoruz? Bu topraklar, Türküyle, Kürdüyle, Alevisyle, Ermenisiyle hepimizin değil mi? Neden tüm bu ayrımcılıkları bir kenara bırakıp kardeşçe yaşamaya çalışmıyoruz? Biz bu ayrılıkları bir kenara bırakırsak, kardeş gibi yaşayabilirsek, düşmanlarımız bizi kolay kolay yenemez. Şimdi savaşlar artık topla tüfekle yapılmıyor. İnsanları birbirine düşürmek için sürekli faaliyetler yürütüyorlar, gerek televizyon, gerekse sosyal medya organları olsun, insanları sürekli birbirine karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Unutmayalım ki, biz din, dil, ırk, mezhep ayrılıklarını bir kenara bırakıp, kardeşçe yaşamaya başladığımız zaman, daha güçlü ve başarılı oluruz. Az önce de söylediğim gibi, benim birçok yabancı arkadaşım var, bu arkadaşlarımın çoğu Japonya, Çin ve Güney Kore'li insanlar. Birbirimize daima hoşgörülü ve saygılı davrandığımız zaman, farklılıkların hiçbir değeri yok. Çünkü, hepimiz insanız. Dilimiz, dinimiz, kültürümüz vs. farklı olabilir. Biz Müslümanız, ama karşımızdaki farklı dine inanıyor olabilir. Hiçkimse bizim dinimize inanmak zorunda değil, kimse bizim düşündüğümüz gibi düşünmek, davrandığımız gibi davranmak zorunda değil. İşte bu yüzden, farklı kültürlere, dine sahip olan insanlarla arkadaş olmanın hiçbir sakıncası olmadığını düşünüyorum. Hâttâ, farklı ülkeleri, o ülkelerin insanlarını, kültürlerini, yaşayış tarzlarını öğrenmeyi ve keşfetmeyi de çok seviyorum. Birbirimizden çok şeyler öğreniyoruz ve şu anda aramızın çok iyi olduğu birkaç yabancı arkadaşım da var. Onlar, beni, ülkemi ve kültürümü tanımak istiyor ve bu nedenle ülkemizi ziyaret etmek istiyorlar. Hâttâ, birkaç yabancı arkadaşımla buluşup, onlara İstanbul'u gezdirdiğim de olmuştur. Bence ırkçılık cahillikten gelen bir şey. Çünkü cahil bir insan, kendisinden başkasını her zaman aşağıda görür, aşağılar ve şiddet uygular. Irkçılığın insanlıkla hiçbir alakası yok, bu durum tamamen insanlık dışı bir olay.
Sonuç olarak... Eğer kardeşçe ve barış içerisinde yaşamak istiyorsak aramızdaki ayrımcılığa bir son vermeli ve birbirimize her zaman hoşgörü, sevgi ve saygıyla yaklaşmalıyız. Böyle davradığımız zaman, her zaman daha güçlü ve daha başarılı oluruz.
Bu yazıyı beğendiyseniz +1 butonuna basmayı ve blogumu takip etmeyi unutmayınız. Ayrıca bana destek olmak için blog sayfamda bulunan Google reklamlarına da tıklayabilirsiniz. Teşekkürler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder