Deprem, yer kabuğunda beklenmedik bir anda çıkan enerji sonucu meydana gelen sarsıntıya verilen bir addır. Depremler çağlar boyunca milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Türkiye başta olmak üzere Japonya, Çin, Şili gibi ülkelerde sıklıkla şiddetli depremler meydana gelmekte ve ciddi yıkımlara neden olmaktadır. Depremler günümüzde artış göstermiştir ve sık sık depremlere maruz kalmaktayız. Peki, depremi önceden tahmin edebilmek mümkün mü?
Hayvanlar Depremi Hissedebilir mi?
Bazı evcil hayvanlar, yer kabuğundaki hareketliliği hissedip, depremi önceden tahmin edebiliyorlar ve böylece hayatta kalma içgüdüleriyle tuhaf davranmaya başlıyorlar. Örneğin 17 Ağustos 1999 depremi gecesi, bir köpek sürekli havlayarak garip hareketler sergilemiş, yaklaşık 1-2 dakika sonra da Türkiye, 7.4 şiddetinde büyük bir depremle sarsılmıştı. Peki hayvanlar deprem tahmininde kullanılabilir mi? Örneğin Çin'de yılan besleyen bir çiftçi, deprem olmadan birkaç saniye önce yılanların garip hareketler sergilediklerini ve yaklaşık birkaç saniye sonra büyük bir depremin olduğunu söylemişti. Eğer hayvanlar bir depremin olacağını bir şekilde hissedebiliyorsa, depremin önceden tahmininde kullanılabilir mi? Günümüz teknolojileri halen daha deprem tahmini için yeterli değil. Depremin ne zaman olacağını tahmin edemediğimizden, deprem olmadan önce insanları bölgeden tahliye etmek son derece güç. Bir keresinde, bir Asya ülkesinde insanlar bir hayvanın depremden önce garip hareketler sergilediğini ve bu hareketlerin büyük bir depremin habercisi olabileceğini düşünmüş ve yetkililer insanları bölgeden tahliye etmişti. Tahliyeden birkaç dakika sonra büyük bir deprem meydana gelmiş, insanlar zamanında tahliye edildiği için, kimsenin burnu bile kanamamıştı. Acaba depremin önceden tahmin edebilmek için sadece hayvanları kullanmak yeterli mi? Hayvanlar depremin olacağını önceden nasıl hissediyor? Örneğin köpekler, yer kabuğundaki sismik hareketleri bir şekilde hissediyor ve birkaç dakika sonra büyük bir deprem meydana geliyor.
Depremi Tahmin Edebilecek Bir Teknolojiyi Nasıl Geliştirebiliriz?
Daha önce de bahsettiğim gibi, şu anda maalesef depremi önceden tahmin edebilecek bir teknolojiye sahip değiliz, bu yüzden depremin ne zaman olacağını tahmin etmek son derece güç. Ancak deprem uzmanları, fay hatlarındaki yaşanan hareketlilik sayesinde depremin kaç şiddetinde olacağı, en fazla kaç yıl içinde olacağı gibi tahminler yürütebilmektedir. Ancak, asıl sorun deprem olmadan önce depremin tahmin edilememesi. Eğer depremleri önceden tahmin edebilen bir teknolojimiz olsaydı, deprem anında insanları tahliye etmek daha kolay olurdu. Bu sayede kimsenin burnu bile kanamadan büyük depremleri atlatabilirdik. Ancak, benim bu konuda bir fikrim var. Eğer hayvanlar depremi önceden tahmin edebiliyorsa, bunu kullanarak bir teknoloji geliştirebiliriz. Çünkü az önce bahsettiğim gibi, hayvanlar depremin olacağını birkaç saniye önce, ilginç bir şekilde tahmin edebiliyorlar. Belki, biz de bu hayvanların depremi nasıl hissedebildiğini keşfedip, ona göre bir teknoloji üretebiliriz. Ne var ki, bu durum daha fazla insanın hayatını kurtarmamıza yardımcı olacaktır. Örneğin, yer hareketlerini önceden tahmin eden bir teknoloji geliştirebiliriz. Bu teknoloji ile fay hatlarındaki hareketliliği takip edip, depremin ne zaman olacağı ile ilgili bir uyarı sistemi geliştirebiliriz. Bu sayede, deprem olmadan birkaç saat önce insanların tahliye edilmesini ve depremleri kimsenin burnu bile kanamadan atlatabiliriz.
Deprem belki de, en fazla can alan doğa olaylarının başında geliyor. En son 2020'de yaşanan İzmir Depremi 200'den fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Eğer depremi önceden tahmin eden bir teknolojimiz olsaydı, belki de kimsenin burnu bile kanamayacaktı.
Depremi Önceden Tahmin Edebilmek İçin Ne Yapabiliriz?
Depremi önceden tahmin edebilecek bir teknolojiye şu an için sahip olmadığımıza göre, deprem tahminlerinde hayvanlardan yararlanabiliriz. Hayvanlar eğer birden hayatta kalma içgüdüleri ile tuhaf davranmaya başlıyorsa, büyük bir depremin habercisi olabilir. Belki de bu hayvanların hislerine güvenerek insanları tahliye edebilir ve daha fazla insanın depremden hayatını kaybetmesine engel olabiliriz. Diğer bir fikrim de, büyük bir deprem yaşanmadan önce bazı işaretler verir. Örneğin, 17 Ağustos 1999'da Marmara Depremi yaşanmadan önce tuhaf bir uğultu duyulmuş ve gökyüzündeki yıldızlar daha büyük görünmüştü. Belki bu uğultudan hareketle yine depremi önceden tahmin edebilir ve insanları daha hızlı tahmin edebiliriz.
Depremi Önceden Tahmin Edemiyorsak, Ne Yapmalıyız?
Aslında, yapmamız gereken ilk şey, deprem gerçeğini kabullenmektir. Deprem de; yağmur, kar, fırtına gibi bir doğa olayıdır ve ülkemiz de bir deprem bölgesidir. Önce ülkemizin bir deprem bölgesi olduğunu ve bu yüzden sık sık büyük depremlerin yaşanabileceğini anlamamız, bilmemiz ve bu konuda halkı bilinçlendirmemiz gerekir. Daha sonra, depremle yaşamayı öğrenmemiz ve bu konuda gayret göstermemiz gerekir. Japonya'da olan depremler, Türkiye'de olan depremlerin 2 hatta 4 katıdır ama buna rağmen kimsenin burnu bile kanamıyor, binalarda yıkılmak şöyle dursun, en ufak çatlak bile yok. Çünkü Japonlar depremle yaşamayı öğrenmiş ve teknolojilerini bu alanda kullanarak depreme dayanıklı binalar inşa etmişler. Bu sayede hiçbir şekilde depremden etkilenmeden, günlük yaşamlarına devam ediyorlar. Bizler de bu konuda Japonları örnek almalıyız. Ama maalesef yaşanan onca büyük depreme ve yitirilen binlerce cana rağmen, halen daha ders alabilmiş değiliz. Halen daha çürük ve dayanıksız binalar yapmaya devam ediyoruz. "Deprem değil, bina öldürür" sözünü birçok kez duymuşsunuzdur. Dayanıksız ve çürük binalar, en ufak depremde insanlara mezar oluyor. Halbuki insanlar o binalarda yaşamak için duruyor, ölmek için değil! Bunun en acı örneğini 17 Ağustos 1999'da yaşadık ve halen daha gerekli tedbirleri alamadık!
Deprem uzmanları, Büyük İstanbul Depremi'nin yaklaşmakta olduğu ve bu depremin en az 7 şiddetinde olacağı hususunda tahminlerde bulunuyor ve bu konuda bizleri uyarıyor! Her 200 senede bir kez yaşanan bu deprem, binlerce can kayıplarına yol açıyor. Halen daha zamanımız var! Depreme dayanıklı binalar inşa ederek, daha fazla insanın burnu bile kanamadan depremi atlatmasını sağlayabiliriz. Malzemeden çalmadan, "ucuza mâl edip, pahalıya satayım" düşüncesinden uzak kalarak, depreme dayanıklı ve sağlam binalar inşa edersek, Japonya'da olduğu gibi, depreme hiç aldırış bile etmeden günlük yaşamımıza devam edebiliriz. Unutmayın, deprem değil, bina öldürür!
Bu yazıyı beğendiyseniz +1 butonuna basmayı ve blogumu takip etmeyi unutmayınız. Ayrıca bana destek olmak için blog sayfamda bulunan Google reklamlarına da tıklayabilirsiniz. Teşekkürler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder