if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : dehb nedir
dehb nedir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dehb nedir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ocak 2024 Cumartesi

Yetişkinlerde "DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Görülür mü? Belirtileri Nelerdir?


Yetişkinlerde "DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Görülür mü? Belirtileri Nelerdir?

DEHB rahatsızlığının açılımı "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu" şeklindedir. Bu hastalık çoğunlukla çocukluk çağlarında kendini göstermektedir. Günümüzde toplumumuzun en az %70'inde görülen bu rahatsızlığa yetişkinlerde de rastlanabiliyor. 

Bu yazımızda DEHB'nin ne olduğu, hangi belirtilerle anlaşılabileceği, yetişkinlerde de görülüp görülemeyeceğini araştıracağız ve bu rahatsızlığın nasıl teşhis ve tedavi edilebileceği üzerinde duracağız. 

DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Nedir? 
DEHB'nin açılımı "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu"dur. Aslında burada söz edilen iki adet hastalık söz konusudur. Dikkat eksikliği bireyin dikkatinin çabuk dağılması, odaklanmada zorluk yaşaması, bir işe dikkatini yeterince verememesi şeklinde tanımlanırken, hiperaktive bozukluğu ise bireyin aşırı hareketli ya da aşırı hareketsizlik şeklinde belirtilen bir rahatsızlıktır. 

DEHB olarak tanımlanan bu rahatsızlık doğum esnasında ya da çeşitli etmenlere bağlı olarak beynin belirli bölgelerinde meydana gelen bir hasar sonucu ortaya çıkmaktadır. Kimi zaman bu rahatsızlık çocukluk çağlarında kendini belli etse de, ya tedaviye geç kalındığı ya da diğer çeşitli nedenlerden dolayı yetişkinlerde de görülebilmektedir. 

DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu)'nin Belirtileri Nelerdir? 
DEHB'nin ne olduğu ve hangi durumlarda meydana gelebileceğini inceledikten sonra, dilerseniz bu rahatsızlığın belirtilerini iki ayrı başlık altında inceleyelim: 

Dikkat eksikliğinin belirtilerini maddeler hâlinde sıralayacak olursak:
  • Dikkatin kolay dağılması,
  • Bir işi yaparken dikkati verememe,
  • Öğrenmede güçlük çekme, 
  • Eşyaların sürekli kaybedilmesi, 
  • Aşırı unutkanlık
Bu saydıklarımız "dikkat eksikliği"nin belirtileridir. Bir bireyde sadece dikkat eksikliği görülüp, hiperaktive bozukluğu belirltileri görülmeyebilir ya da sadece hiperaktive bozukluğu belirtileri görülüp dikkat eksikliği belirtileri görülmeyebilir. 

Hiperaktive bozukluğu belirtilerini de şu şekilde sıralayalım: 
  • Aşırı hareketlilik/hareketsizlik,
  • Yerinde duramamak/hiç hareket edememek,
  • Beynin sürekli aktif olması/beynin açılmakta zorlanması,
  • Sürekli halsizlik/aşırı hiperaktiflik gibi belirtilerdir. 
Bu belirtileri "/" işaretiyle ayırdık. Çünkü bu belirtiler bireyden bireye değişiklik gösterebilmektedir. Bazı bireyler aşırı hareketliyken, bazı bireyler ise aşırı hareketsiz olabilmektedirler. 

Peki DEHB'i tetikleyen faktörlere de değinmek gerekirse, şunları örnek verebiliriz:
  • Radyasyon: Günümüzde birçok teknolojik alet kullanıyoruz ve bunlar artık hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Aynı zamanda telefon ve bilgisayar gibi cihazlar da yüksek oranda radyasyon içermektedir. Maalesef günümüzde telefon ve bilgisayar kullanımı son derece arttığından, beynimiz de yüksek miktarda radyasyona mağruz kalmaktadır. Bu da DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) riskini artırmaktadır. 
  • Doğum Sonrası Beyinde Oluşan Hasar: Eğer riskli bir doğum olmuş ve beyinde bir hasar meydana gelmişse, bu da bireyde DEHB rahatsızlığını tetikleyebilmektedir. Çünkü beynin dikkat ile ilgili bölümüne yeteri kadar sinyal gitmelidir. Bu da bireyin dikkatini daha kolay toparlamasına yardımcı olur. Ancak bireyin doğum sonrasında bu bölümünde bir hasar meydana gelmişse, bu durum bireyin beyninde o bölüme sinyal gitmesini engelleyebilir. Doğal olarak da bireyde DEHB rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. 


Yetişkinlerde "DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Görülür mü; Görülme Olasılığı Nedir?
Öncelikle çocuklarda görülen DEHB'nin yetişkinlerde de görülebileceğini unutmamak gerekir. Yetişkinlerde DEHB görülmesinin en önemli nedenlerinden biri ise teşhis ve tedavide geç kalınmış olmasıdır. Normal şartlarda çocukluk yaşlarında teşhis ve tedavisi yapılan DEHB, ileri yaşlarda etkisini kaybetmekte ve tam olarak iyileşmek söz konusu olabilmektedir. Ancak teşhis ve tedavide geç kalınmışsa bu rahatsızlık yetişkinlerde çok daha ciddi bir şekilde görülebilmektedir. Teşhis ve tedavide geç kalınan DEHB'nin tedavisi bireyin yaşamı boyunca sürebilmekte ve maalesef ki tam iyileşme söz konusu olmayabilmektedir. 


DEHB ile Yaşamayı Öğrenmeliyiz! 
Öncelikle ben bu yazıyı bu rahatsızlığı yaşayan bir birey olarak yazdım. Siz de bilirsiniz bir düşmanı yenmenin en iyi yolu, o düşmanı çok iyi bir şekilde tanımaktır. Bana bu rahatsızlığın teşhisi 2009 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nde konuldu ve şu anda halen tedavime devam ediyorum. Concerta 36 mg. ve Attex 10 mg. olarak ilaç tedavimi sürdürüyorum. 

Öncelikle bu hastalıktan kurtulmaya çalışmak yerine DEHB ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Çünkü eğer geç yaşlarda bu rahatsızlığın teşhisi konulmuş ve tedavisine başlanmışsa, bu rahatsızlığın tedavisi ömür boyu devam edecektir. Öncelikle DEHB'yi kabullenmeli, bu rahatsızlığı çok iyi bir şekilde öğrenmeli ve bu hastalıkla yaşama yollarını geliştirmeliyiz. Benim DEHB ile yaşamayı öğrendiğim ve sizlere de önereceğim birkaç şey var: 

  • Sürekli not alarak çalışın; "söz uçar, yazı kalır" mantığıyla tüm işlerinizi, yapmanız gerekenleri not alın. Devamlı o notlara bakarak yapacağınız işleri planlayın. 
  • Sürekli yaptıklarınızı kontrol edin. Kontrol etmeden hiçbir işi tamamlamayın. O zaman olası hataların önüne geçer ve hata yapma şansınızı en aza indirmiş olursunuz. 
  • Tedavilerinizi hiç aksatmayın ve ilaçlarınızı düzenli alın. İlaç ve tedavi bu rahatsızlığın tedavisi için olmazsa olmazıdır. Asla tedavinizi aksatmayın ve düzenli olarak size verilen ilaçları kullanın. 


Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

21 Nisan 2023 Cuma

Bir DEHB'linin Kaleminden "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu Nedir?


Bir DEHB'li olarak bu hastalığın ne olduğu, belirtilerinin neler olduğunu kendi bildiklerim ve araştırdıklarım kadarıyla anlatmak istiyorum. DEHB bir çocukluk hastalığı olarak bilinse de, bu hastalık birçok yetişkinde de görülebilmektedir. 

DEHB "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu" hastalığının kısaltmasıdır. Bu hastalık genelde doğum sırasında beyinde meydana gelen bir hasar sonucu, beyne yeteri kadar sinyal gitmemesi nedeniyle kişide dikkat konusunda zorlanma, hiperaktive bozukluğu yaşaması sorunlarına verilen bir isim. Bu hastalık yaklaşık toplumumuzun %70'inde görülmektedir. Açıkçası bu oran hiç de az değil... Bu hastalık maalesef birçok kişi ve devletimiz tarafından yeterince tanınmıyor. 

Bana DEHB teşhisi, 2009 yılında İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Psikiyatri Kliniği tarafından konuldu. Aslında ben hiperaktif birisi değilim, tam aksine hiç hareket etmeyi sevmem. Ancak bu hastalık hiç hareketi olmayan kişilerde de görülebiliyor. 2011 yılında DEHB teşhisiyle bir hafta psikiyatri kapalı servisinde yatmıştım. Çünkü benim DEHB rahatsızlığım ileri derecedeydi ve bu hastalık nedeniyle kendime ve çevreme zararlar verebiliyordum. 

Bu hastalık özellikle iş ve okul hayatında ciddi problemler yaşamama sebep oluyor. Öğrencilik hayatımda ders dinleyemez ve ders çalışamazdım. Ders bana çok sıkıcı gelirdi ve bu yüzden derslerim çok kötüydü. Lise 2. sınıfta sınıf tekrarı yapmak zorunda kaldım.  Her hastalıkta olduğu gibi DEHB'nin de erken teşhis edilmesi, hastalığın tedavi edilme olasılığını da kolaylaştırmaktadır. Bu sayede daha kısa sürede bu hastalıktan kurtulabilirsiniz. 

Burada yapmanız gereken erken teşhis için mutlaka bir psikiyatri kliniğine başvurmak ve etkin bir tedavi için düzenli olarak terapilere katılmak...  Maalesef benim DEHB teşhisim 2009 yılında konuldu. Teşhis sırasında bu hastalığın tedavisi için "Ritalin 10 mg." ilaçla başladım. Çapa'da sadece ilaç yazıp gönderiyorlar ve terapi gibi uygulamaları bulunmuyor. Bu hastalığın tedavisinde ilaç tedavisi yanında terapi de oldukça önemlidir. 

Bu hastalık aslında nörolojik bir hastalık ancak psikiyatri de bu hastalığın teşhisini koyabiliyor ve tedavi edebiliyor. Ancak Çapa sadece ilaç tedavisinde yardımcı oluyor ve hiçbir şekilde terapi uygulamıyor. Bu da bu hastalığın düzenli bir şekilde tedavi edilebilmesini zorlaştırıyor. Ben 2009 yılından beri bu hastanede tedavi görüyorum ve şu anda Concerta 54 mg. ilaç kullanıyorum. Ritalin ve Concerta gibi ilaçlar, zamanla vücutta bir bağımlılığa neden oluyor. Bu ilaçları alamadığınızda hâlsizlik ve yorgunluk gibi yoksunluk belirtileri yaşıyorsunuz. 

Bu ilaçlar bağımlılık yaptığı için bu ilaçları düzenli olarak alabilirsiniz ki zaten vücut bunu kendisi istiyor! 

Concerta ve Ritalin gibi ilaçların bazı yan etkileri de bulunmaktadır. Bunlar;
  • İştahsızlık,
  • Baş ağrısı,
  • Sinirlilik, 
  • Uykusuzluk.
Bunlar herkeste rastlanılan yan etkiler. Kısacası bu ilaçlar bizim dikkatimizi düzeltirken (!), sağlığımıza da zarar veriyor. Yani bu ilaçlara bağımlı olduğumuz için bu ilaçları kullanarak düzeldiğimizi zannediyoruz! Toplumumuzda "falan falan ilaç alırsan, falan falan hastalığın düzelir" anlayışı var ve bu doktorlar tarafından da toplumumuza empoze ediliyor. Fakat biraz dikkatli düşünürseniz bu ilaçların özellikle DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların sağlığımıza zarar verdiği de açıktır! 

Bu hastalık aslında tamamen iyileşen bir hastalık değil. Birçok psikiyatri uzmanı, DEHB'nin ömür boyu süren bir hastalık olduğunu belirtiyor. Ancak düzenli şekilde tedavi edildiğinde, insanın dikkatini daha iyi toparlayabileceğini söylüyorlar. Ben de aslında düzenli olarak kontrollere gitmeye çalışıyorum. Aynı zamanda dikkatimi geliştirecek birçok egzersiz yapıyorum. Bu da ilacın yanında bana ücretsiz terapi imkânı da sağlıyor. Benim ve hepimizin yapması gereken düzenli olarak tedavimizi olmak ve dikkati geliştirici egzersizler yapmak... 

Açıkçası bu hastalık yüzünden iş bulmakta zorlanıyorum. Çünkü herhangi bir işte çalışmak son derece dikkat gerektiren bir şey. Bu yüzden hiçbir işveren DEHB'lilerle çalışmayı tercih etmiyor ve bu bizim iş bulmamızı zorlaştırıyor. Eminim ki benim gibi iş bulamayan birçok DEHB hastası vardır... Bu hastalığın düzelmediği, ömür boyu devam eden bir hastalık olduğu artık devletimiz tarafından kabul edilmeli. Devletimiz 25 yaşından sonra Concerta ve Ritalin ilaçlarının ücretini karşılamıyor ve bu ilaçlar oldukça pahalı. Zaten iş bulamıyoruz ve bu ilaçların ücretini mecburen ailemiz ödüyor. Bu ilaçlar en az 250 TL'den başlıyor... 

Devletimiz DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Hastalığını Özürlülükten Saymalı ve Concerta ve Ritalin Gibi İlaçların Ücretini Karşılamalı

DEHB'liler olarak iş bulmakta zorlanıyoruz. Bu hastalığın artık bir çocukluk hastalığı olmadığı ve yetişkinlerde de görülebileceği oldukça açıktır. Ayrıca DEHB yüzünden ne düzgün bir iş bulabiliyoruz ne de günlük hayatımızda rutin işlerimizi yapabiliyoruz. Çoğu insan zekâmızda bir sorun olduğunu düşünerek bizi bu şekilde damgalıyor! Bana Çapa'da zekâ testi de yapıldı ve zekâ puanım %120 olarak çıktı. Bu da DEHB'lilerin oldukça zeki insanlar olduklarını, devlet ve toplumumuz tarafından desteklendikleri takdirde çok faydalı olabileceklerini göstermektedir. Devletimizden bazı taleplerimiz şunlardır: 
  • DEHB teşhisi konulan ve iş bulamayan tüm kişilerin ilaç ücretlerinin devletimiz tarafından karşılanması,
  • DEHB'liler iş bulmakta ve günlük hayatta zorluklar yaşadıkları ve bu rahatsızlık ömür boyu devam ettiği için, bu hastalığın engellilik kapsamına alınması ve %40 özürlü raporuna eklenmesi,
  • Devlet hastanelerinde sadece ilaç tedavisi değil, terapilerin de uygulanması...
Bu yazıyı herkesin okumasını ve devlet yetkililerimiz görene kadar sosyal medya hesaplarınızda paylaşmanızı önemle rica ederim. 












Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.