if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : deprem gerçeği
deprem gerçeği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deprem gerçeği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Şubat 2022 Çarşamba

Depremi En Az Hasarla Atlatabilmek İçin...


Depremi En Az Hasarla Atlatabilmek İçin...

Depremin ne olduğunu ve deprem gerçeğiyle kabullenmemiz gerektiğini önceki yazılarımda paylaşmıştım. Bu yazımda, depremden daha az hasarla nasıl çıkabileceğimiz hakkında bir fikir beyan edeceğim. Unutmayalım ki, halkı deprem konusunda bilinçlendirmek, depreme karşı alınabilecek en önemli tedbirlerin başında geliyor. Bu yazımda depreme karşı nasıl tedbirler alınacağı ve insanların nasıl bilinçlendirilebileceği konusunda bir fikir arz edeceğim. 
Öncelikle deprem konusunda insanları bilinçlendirmek, depremin ne olduğu, depremle nasıl yaşamamız gerektiği konusunda bilgilendirmek gerekiyor. Herkesin katılabileceği ücretsiz deprem bilinçlendirme kursları açılabilir. Dahası, insanlara online olarak deprem ile ilgili bilgiler verilip, insanların bilinçlendirilmesi sağlanabilir. Hükûmet bu konuda adım atmalı ve deprem hakkında ücretsiz kurslar, seminerler temin etmelidir. Bu eğitimler tamamen ücretsiz ve herkesin katılımına açık olmalıdır. İnsanlar deprem konusunda bilinçlendikçe, deprem sırasında ve sonrasında nasıl hareket edecekleri hakkında bilgi sahibi olurlar. Bu sayede daha az insanımızı kaybederek depremi atlatabiliriz. 

Depreme karşı alınacak diğer bir önemli tedbir ise, dayanıklı ve sağlam binalar inşa etmektir. 17 Ağustos 1999 yılında binlerce yıkılan bina ve yitirilen cana rağmen, halen bir ders alınamadı! Günümüzde insanlar hala çürük binalar yapmaya devam etmekte ve masum insanların canına kastetmektedir! Bu böyle devam ederse, depremlerde daha çok insanımızı kaybedeceğiz. Bize düşen, depreme dayanıklı ve sağlam binalar yapıp, insanların hayatını güvence altına almaktır. Örneğin, İstanbul/Beylikdüzü, deprem bakımından en riskli ilçelerden biridir. Ancak, İhlas Holding tarafından inşa edilen İhlas Marmara Evleri, 17 Ağustos 1999'da yaşanan depremde, hiçbir çatlak bile bulunmadan ayakta kalmayı başardı. Raylı sistemle inşa edilen İhlas Marmara Evleri, depreme son derece dayanıklıdır. 7-8 şiddetindeki depreme kadar dayanabiliyor. 

İşte tüm müteahhitlerin bu tarzlarda binalar inşa edip, insanların depremde hayatlarını kaybetmelerine engel olmalıdır. Bu nedenle müteahhitler devlet tarafından sürekli denetlenmeli, çürük ve dayanıksız binalar yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Bu şekilde yaparsak, depremi en az hasarla atlatabiliriz. 

Deprem Sırasında Yapılması Gerekenler 


  • Sakin olun ve panik yapmayın: Mesela uyurken, yemek yerken, iş yerinde çalışırken veya okuldayken depreme yakalandınız. İlk yapmanız gereken şey, sakin olmak ve panik yapmamaktır. 
  • Masa, baza ve benzeri eşyaların yanına cenin pozisyonuyla çömelin: Deprem sırasında, bir masa, baza vb. sağlam eşyaların yanına cenin pozisyonu alarak çömelin ve deprem geçene kadar o pozisyonda kalın. 
  • Hayat üçgeni kurun: Bir buzdolabı veya daha uzun ve dayanıklı eşyanın yanında durun ve bir yaşam ücgeni oluşturun. Böylece deprem sırasında hayatta kalma ihtimaliniz artar. 

Deprem Sonrasında Yapılması Gerekenler 

  • Panik yapmadan, sürâtle dışarı çıkın. Deprem çantanızdaki malzemeleri yanınıza alın. Eğer göçük altındaysanız, yanınızda deprem çantası olduğundan emin olun. Deprem çantanızda el feneri, sargı bezi, tentirdiyot ve bazı gıda malzemeleri yer almalıdır. Göçük altındaysanız, güvenli bir yerde olduğunuzdan emin olun ve sükûnet içinde yardımın gelmesini bekleyin. 
  • Eğer göçük altında kalmadıysanız, belirli bir süre eve girmeyin ve sarsıntı iyice geçene kadar bekleyin. 



Depremlerin de bu hayatın bir gerçeği olduğunu unutmamamız ve depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Gerek eğitimlerle gerekse sağlam binalar yapmakla, depremlere karşı iyi bir şekilde hazırlanmamız gerekiyor.


















Bu yazıyı beğendiyseniz +1 butonuna basmayı ve blogumu takip etmeyi unutmayınız. Ayrıca bana destek olmak için blog sayfamda bulunan Google reklamlarına da tıklayabilirsiniz. Teşekkürler!

31 Ocak 2022 Pazartesi

Büyük İstanbul Depremi Giderek Yaklaşıyor!!!






Ülkemiz deprem bölgesidir ve aktif fay hatları üzerinde yer alır. Bu nedenle sürekli depremle yaşamak zorundayız. Senelerdir süregelen bir söylem var: "Büyük İstanbul depremi giderek yaklaşıyor ve bu deprem en az 7 şiddetinde olacak!". Bu açıklama senelerdir yapılıyor ve artık insanlar buna inanmamaya başladı. Ancak şöyle bir gerçek var ki, biz deprem bölgesinde yaşıyoruz, yani depremlerin olması son derece doğal. Bana göre, "Büyük İstanbul  Depremi"nin yaşanma ihtimali çok uzak gelmemeli! İstanbul'da geçmişte birçok deprem yaşanmış ve milyonlarca insanın hayatı kaybetmesine yol açmıştır. Dilerseniz, geçmişte İstanbul'da meydana gelen depremlere şöyle bir bakalım: 




  • Küçük Kıyamet - 22 Ağustos 1509 
Küçük Kıyamet olarak da 22 Ağustos 1509 tarihinde yaşanan deprem, 7,5 şiddetinde olmuş ve 100'ün üzerinde cami, mescid ve 1100'e kadar ev yerle bir olmuştur. Neden olduğu tahribat sebebiyle bu deprem "Küçük Kıyamet" olarak adlandırılmaktadır. 

  • 1766 Depremi - 22 Mayıs 1766 
1766 yılında Kurban Bayramı sabahı meydana gelen deprem, birçok binanın yıkılmasına ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olsa da, 1506 yılında yaşanan deprem kadar yıkıcı olmamıştır. Ancak artçı sarsıntılar 8 ay devam etmiş ve bu da halkın psikolojisinin bozulmasına neden olmuştur. 

  • 1894 Depremi - 10 Temmuz 1894 
Öğle namazı esnasında gerçekleşen bu deprem, "Büyük Hareket-i Arz" olarak da anılmaktadır. Bu depremde yaşanan ilginç olaylardan biri de, denizin 200 metre geri çekilmiş ve şiddetli dalgalar halinde kıyıya vurmuştur. Bu da, Büyük İstanbul Depremi olması halinde, tsunami yaşanma olasılığını artırıyor. 

Geçmişte yaşanan bu depremlere baktığımızda, bu depremin her 200-250 yılda bir kez gerçekleştiğini görmekteyiz. Son yaşanan deprem ile bulunduğumuz yıl arasında 128 yıl fark var. Ancak uzmanlar bu depremin her an gerçekleşebileceğini, çünkü fay hattında aşırı enerji biriktiğini, bu depremin en az 7 şiddetinde olacağını söylemekteler. Geçmişte yaşanan depremlere bakacak olursak, böyle bir ihtimal de uzak değil! Türkiye, bir deprem bölgesidir. Yani, bu gerçeği kabullenmek ve depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız! 

17 Ağustos 1999 yılında yaşanan Gölcük Depremi, 7.4 şiddetinde olmuş ve sayısız insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına ve evsiz kalmasına sebep olmuştu. Başta İzmit olmak üzere Yalova, Bursa ve İstanbul'da da ciddi tahribata yol açmıştı. Burada ben bir anımı anlatmak istiyorum; deprem gerçekleşmeden önceki gece tuhaf bir ses duyduğumuzu hatırlıyorum. O zaman 7 yaşındaydım ve Beylikdüzü'nde oturuyorduk. Uğultuya benzeyen bir ses vardı ve gökteki yıldızlar son derece tuhaftı. Bunun büyük bir depremin habercisi olabileceğini düşünmemiştik. Saat sabah 3:05 sıralarında korkunç bir sarsıntıyla uyandık, tahminimce deprem 2-3 saniye sürmüştü. Annem ve babamla korku içinde dışarı fırladık. Neyse ki, oturduğumuz bina son derece sağlamdı ve depremden sonra çatlak bile oluşmadı. O geceyi arabada geçirdikten sonra, yola çıktık. Avcılar, bulunduğumuz bölgeye 30 dakika uzaklıktaydı ve maalesef Avcılar'da oturan insanlar, bizim kadar şanslı değildi! Yıkılan binalar, ceset kokuları hala hafızamda tazeliğini koruyor! Hayatımda ilk defa yaşadığım bu olayı kolay kolay unutacağımı hiç sanmıyorum! Biz o gün yazlığa gidecektik, o yüzden de saat 5 gibi yola çıkmıştık. Gideceğimiz yer, İzmir/Dikili'ydi o yüzden Yalova'dan geçmemiz gerekiyordu. Yalova tamamen yok olmuştu! Evet, evet! Yalova tamamen yok olmuştu! Binaların en az %30'u yıkılmış ve ceset kokuları her yanı sarmıştı! 
Deprem, Türkiye'nin bir gerçeği ve bunu kabullenmemiz gerekiyor. En son 2020 yılında İzmir'de yaşanan 6.9 şiddetindeki deprem, 200 kişinin hayatını kaybetmesine yol açmıştı ve bu da Büyük İstanbul Depremi'ni akıllara getirdi! Maalesef depremi önceden tahmin edebilecek bir teknolojiye sahip değiliz ve depremin ne zaman olacağını bilemiyoruz. Deprem uzmanlarına göre bu deprem en geç 20 yıl içerisinde meydana gelecek ve şiddeti de en az 7 şiddetinde olacaktır. Deprem belki ben bu yazıyı yazarken ve siz bu yazıyı okurken de olabilir, yarın da olabilir, ondan sonraki gün de olabilir, bilmiyorum. Tek bildiğim, Büyük İstanbul Depremi'nin mutlaka olacağı ve şiddetinin en az 7 şiddetinde olacağıdır. 1894 yaşında yaşanan tsunami olayını da hesaba katarsak, eğer bu deprem 7 ve üzeri şiddetinde olursa, tsunami yaşanma ihtimali de oldukça yüksek! 

Maalesef ki, ülkemizde sayısız büyük deprem yaşanmasına rağmen, hâlen ders alınabilmiş değil! İnsanlar hâlâ çürük binalar yapmaya devam ediyor! Ucuza mâl edip pahalıya satmak için malzemeden çalıyorlar ve bu nedenle yaptıkları binalar depreme dayanıksız oluyor! Bu ihmalkârlık, depremlerde binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor! Bu insanların katilden bir farkı yok bence! Çünkü, sağlam bina yapıp insanların hayatını güvence altına almak yerine, çürük binalar yapıp insanların hayatını kaybetmesine neden oluyorlar! Büyük İstanbul Depremi giderek yaklaşıyor ve hâlen yeterli önlem alınabilmiş değil! Ancak, bunu değiştirebilmek için hâlâ zamanımız var. Daha sağlam binalar dikebiliriz, malzemeden çalmadan, insanların hayatını kaybetmesine neden olmadan, depremden daha az zararla çıkabiliriz! Unutmayın, bugün bu dediklerimi saçma buluyor olabilirsiniz ama deprem olduğunda bu dediklerimi daha iyi anlarsınız! 

Deprem olacak, bunu değiştiremezsiniz. Deprem de; yağmur, kar, dolu gibi bir doğa olayıdır, bunu kabullenmek zorundayız. Türkiye de bir deprem bölgesi ve üç aktif fayın üzerinde bulunuyor. Sizi korkuttuğumu düşünüyorsunuz, ama korku bazen iyidir. Korku, tedbir almayı tetikler. O yüzden de, depreme karşı yeterli tedbirler alma konusunda gayretli olmalıyız. Depremle yaşamayı öğrenmeli ve insanları bu konuda bilinçlendirmeliyiz.




Belki bunları anlattığım için bana kızabilirsiniz! "Şu adama bak, felaket tellallığı yapıp bizi korkutmaya çalışıyor!" diyebilirsiniz. Ancak, bu anlattıklarım depremle yaşamayı öğrenmek zorunda olduğumuzu hatırlatmak ve bu depremde görülecek zararın en aza indirilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda fikir ve düşüncelerimi paylaşmaktır.




















Bu yazıyı beğendiyseniz +1 butonuna basmayı ve blogumu takip etmeyi unutmayınız. Ayrıca bana destek olmak için blog sayfamda bulunan Google reklamlarına da tıklayabilirsiniz. Teşekkürler!