Özellikle teknolojik gelişmeleri hızla yaşandığı günümüzde, birçok insan psikolojik sorunlarla (depresyon, anksiyete bozukluğu, şizofreni) mücadele ediyor. Bu psikolojik sorunların nedeni ve kaynağı ile ilgili muhteşem bir yazı sizleri bekliyor!
Bende de "DEHB" (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) rahatsızlığı var. Bu hastalık genelde nörolojik bir hastalık olsa da, psikiyatri de bu hastalığın teşhisini koyabiliyor ve tedavisini yapabiliyor. Ancak, ben bu anlatacaklarımla bu hastalığımla baş etmenin daha iyi bir yolunu öğrendim ve çok şükür bu hastalıktan kurtuldum.
Önceki yazımda bilinçaltından ve ne işe yaradığı, hayatımızı ne derecede etkilediğinden bahsetmiştim. Yine bu psikolojik sıkıntıların altında da bu bilinçaltımızda kayıtlı bulunan olaylar yatılıdır. Bu psikolojik sorunların temelinde genelde; kendini değersiz hissetme, kendini sevmeme durumları görül-mektedir. Bu değersizlik ve kendini sevmemenin nedenlerine bir bakalım:
Aile ve Değersizlik
Özellikle ebeveynlerin çocuklarına olan olumsuz davranışları da çocuklarda değersizlik ve kendini sevmeme durumlarına neden olabilmektedir. Bilinçaltımız biz daha anne karnındayken ve henüz dört aylıkken yaratılmaya başlıyor. Biz daha bunun bilincinde değilken bilinçaltımız, annemizin ve babamızın konuşmalarını duymaya ve bunları kaydetmeye başlıyor. Siz bunların farkında bile değilsiniz ama bilinçaltınız her şeyi iyi-kötü, güzel-çirkin demeden kaydediyor; noktasından virgülüne, saniyesinden dakikasına...
Eğer siz anne karnındayken anneniz "Bunu neden doğurmak zorundayım? Bunu doğurmak istemiyorum!" gibi kelimeleri kullanabilir. Bunu kullanırken belki bunu gerçekten demek istemediği ve o anki sinirle söylediği olasıdır. Ancak dediğim gibi, bilinçaltı sizinle asla tartışmaz! Bu olayları kayıt edip etmemeyi size sormaz! Direkt o olayı ve düşünceyi alır ve bilinçaltında depolar. Böylece siz doğduğunuzda fark etmeden o değersizlik duygusuyla yaşamaya başlıyorsunuz. Tabii ki daha dünyaya yeni geldiğiniz, gözlerinizi bile açmadığınız için bunu bilmiyorsunuz, tanımıyorsunuz...
Ebeveynlerin davranışları, bir bireyin hem fizyolojik hem de psikolojik gelişimi açısından oldukça önemlidir. Çünkü biz doğduğumuz andan evleneceğimiz ana kadar bu insanlarla bir arada yaşıyoruz. Doğduğumuz andan evleneceğimiz ana kadar onlara ihtiyacımız var... Anne ve babası tarafından sürekli eleştirilen, aşağılanan, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakılan çocuklar değersizlik ve yetersizlik duygularıyla büyüyor. Bu değersizlik ve yetersizlik duyguları özellikle bizi ergenlik çağında daha çok etkiliyor. Kendimizi değersiz, yetersiz, başarısız hissettiğimiz en hassas dönemlerden birisi. Kişiliğimiz aslında biz ergenlik dönemindeyken oluşumunu tamamlıyor.
Ebeveynler tarafından aşılanan bu olumsuz durumlar, zamanla bizde psikolojik rahatsızlıklara neden oluyor. Psikolojik sorunlarla baş edebilmemiz için çoğunlukla antidepresanda çare arıyoruz ama bu durum bizi daha da kötüleştiriyor.
Ben bu konuda birçok araştırma yaptım ve birçok kitap okudum. Vardığım sonuç şuydu: Bilinçaltı-mız %95 oranla bizi yönetiyor. Bilinçaltımızda eğer bu olumsuz duygular kayıtlıysa, bilinçaltımız bunu sürekli bize hatırlatıyor. Aslında bilinçaltımız bu şekilde bizi koruyor, ancak biz bilinçaltımıza hep negatif düşünceler yüklediğimiz için hep negatifi hayatımıza çekiyoruz. Böylelikle zamanla psikolojik sorunlarla karşılaşıyoruz.
Aslında bu psikolojik sorunlardan kurtulmanın en iyi ve bedava yolu, bilinçaltımızda yer alan bu düşüncelerden kurtulmak! Okuduğum bir kitapta şu yazıyordu: "Düşünceler duyguları yaratır. Sen neyi düşünürsen, o duyguyu yaşarsın!" Kısacası bizim yapmamız gereken şey, bilinçaltımızda ne kadar negatif düşünce varsa, bunları olumlu düşüncelerle değiştirmek... Kolay değil ancak bunu yaptığınızda tamamen iyileşeceğinizi garanti ederim! Çünkü ben de bu uygulamayla birçok psikolojik sorunun üstesinden gelmeyi başardım!
Kendinizi Yaradanın koşulsuz sevgisine bırakmalısınız! Öncelikle Allah'ın bize sunduğu koşulsuz sunduğu sevgiyi önce kendimize vermeliyiz! Bunu yaparak, bilinçaltımızdaki bu negatif duygulardan kurtulmuş oluruz. Diğer yandan hiçbir duygunuzu saklamayın ve kabule geçin! Örneğin bir arkadaşınız sizi sinirlendirdiyse veya üzdüyse, bu duyguyu saklamayın ve dışa vurarak kurtulmaya çalışın. Bu sayede bu duygudan kurtulduğunuz için bilinçaltınızda yer almayacak.
Bilinçaltımızda yer almasını istediğimiz tüm pozitif ve güzel düşünceleri her gün kendi kendimize telkin edebiliriz. Öğrenmek istediğimiz tüm soruların cevaplarını evrene sorabiliriz. Ancak evrene soru sorarken bazı soru kalıplarına da dikkât etmek gerekiyor;
- Evrene soru sorarken asla "neden" sözcüğünü kullanmayın. Bunun yerine "nasıl" sözcüğünü kullanmak daha iyidir. Buna örnek vermek gerekirse; "Neden kilo veremiyorum?" yerine "Nasıl daha sağlıklı ve hızlı kilo verebilirim?" diyebilirsiniz.
- Evrene soru sorduğunuzda cevabı için acele etmeyin. Evren genelde sorduğumuz cevapları gerek insanları kullanarak gerek yaşatarak vermektedir. Bu nedenle evrene sorduğunuz cevaplar için acele etmeye gerek yok.
Dediğim gibi, insanların psikolojik sorunlar yaşamasının temeli bilinçaltıdır. Bilinçaltımızda kayıtlı olan bazı negatif düşünce ve olaylar, ileriki yaşlarda bize psikolojik hastalık olarak dönebilmektedir. Psikolojik sorunlardan kurtulmanın en iyi ve ücretsiz yolu ise bilinçaltımızda yer alan bu düşünceleri, olumlu ve pozitif düşüncelerle yok etmektir. Fizik derslerinde hatırlayın; (+) pozitif kuvvet her zaman (+) pozitifi, (-) negatif kuvvet her zaman negatifi çeker. Hiçbir zaman pozifit ve negatif kuvvetler kendilerini çekmez ve birbirlerini iterler.
Söz konusu siz bilinçaltınıza hep olumlu ve pozitif düşünceler yüklediğinizde, negatif ve karamsar düşünceler otomatik olarak kaybolacak ve siz de bu psikolojik rahatsızlıklardan kurtulmuş olacaksınız!