Selamun Aleyküm. Rabbimizin bize verdiği en büyük nimetlerden birisi, hiç şüphesiz tevbedir. Tevbe, insanın yaptığı günahlardan samimi bir şekilde pişman olarak, Allah-u Zülcelâl'den af ve mağfiret dilemesidir. Allah-u Zülcelâl'in bize olan merhameti, bir annenin ve babanın evladına olan merhametinden daha fazladır. Biz ne kadar günah işlersek işleyelim, Allah-u Zülcelâl hepsini bağışlar. Çünkü o Tevvab ve Gafur'dur. Yani tevbeleri çokça kabul eden ve affı çok olandır.
Hepimiz, günah işliyoruz. Allah-u Zülcelâl, insanı günah işleyebilecek bir özellikte yaratmıştır. Nitekim Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teâlâ hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı." [Müslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizî, Da'avât 105, (3533).]
Onun için, biz ne kadar günah işlesek de, Allah-u Zülcelâl'den ümidimizi kesmeyelim! Nitekim Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ
اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
"De ki; Ey nefislerinde aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah tüm günahları affeder. Çünkü o bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Zümer; 53)
Allah-u Zülcelâl'e bize açtığı tevbe ve mağfiret kapısı için sonsuz hamd ve şükürler olsun. Biz günah işlesek de, nefis ve şeytana uyup kendimize zulüm etsek de, Allah-u Zülcelâl'in büyük rahmeti ve merhameti, biz tevbemizde samimi olursak, hepsini alıp götürecektir.
Özellikle, ahir zamanda tevbeye çok ihtiyacımız vardır. Çünkü, her tarafı günahlar kuşatmış durumda. Biz hiç günah işlemeyi istemesek de, mutlaka şeytan ve nefis bizi pusuya düşürüyor. Ama Rabbimiz o kadar rahmet ve merhamet sahibidir ki, bize onca günahımıza rağmen af ve mağfiret ile yaklaşıyor. Allah'ımıza binlerce şükürler olsun ki, o kadar günahımıza rağmen, bizi bağışlıyor ve affediyor. Yeter ki, biz tevbemizde samimi olalım. Yeter ki, tevbe ederken o günahı bir daha yapmamaya gayret edelim.
Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Allah Teâlâ Hazretleri diyor ki: "Ey âdemoğlu! Sen bana dua edip, (affımı) ümid ettikçe ben senden her ne sâdır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey âdemoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey âdemoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım." [Tirmizî, Da'avât 106, (3534).]
Allah-u Zülcelâl, hepimizi tevbe eden, günahlardan kaçınıp, emirlerine riayet edebilen kullarından olmayı nasip eylesin! (Âmin...)