if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : yaban hayatı
yaban hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaban hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2020 Cuma

Doğanın İntikamı - Başımıza Gelen Felaketlerin Nedeni

Doğanın İntikamı - Başımıza Gelen Felaketlerin Nedeni

2020, felaketler ve salgınlarla başladı; yangınlar, depremler, Koronavirüs salgını gibi... Ama neden? Bu felaketler neden başımıza geliyor?

İnsanoğlu, kendi çıkarları uğruna doğaya ağır tahribat yarattı; ormanların yok edilmesi, hava ve denizlerin kirletilmesi, vahşi yaşama zarar verilmesi gibi... İnsanoğlu, kendi bencilliğinin nedenini doğaya ödetiyor. Birçok ormanlık arazi tarıma açıldı. Birçok yaban hayvanı, sırf insanların zevki yüzünden katledildi. Fabrika atıkları havayı ve denizi kirletti, atmosferi zehirledi.

Bugün insanlık yaptıklarının nedenini ağır şekilde ödemeye başladı. Zaten bu salgının sebebi de, doğanın bize bir intikamıdır. Biz, lezzet uğruna yaban hayvanlarını öldürmeye kalktık. Yenilen bir yarasadan yayılan virüs, tüm dünyayı sardı. Dünyanın en güçlü devletleri bile bu virüs karşısında çaresiz. Dünyanın süper gücü Amerika bile, bu salgına teslim olmuş durumda.

Sadece salgın değil birçok doğal felaket şu anda yaşanmaktadır. 2 ay önce yaşanan Elazığ Depremi, 100 insanın canını aldı ve binlerce insan evsiz kaldı. Ayrıca, bugün çekirge istilası da dünyayı tehdit ediyor. Tüm bu olanlar, doğanın bize bir intikamıdır. Eğer biz doğaya zarar vermeye devam edersek, doğa intikamını en acı şekilde alacaktır. İnsanlık bu tahribatın bedelini çok ağır şekilde ödüyor. Tüm bu olanlar, doğaya verdiğimiz zararın neticesidir.

Doğa, eninde sonunda kendisine ait olanı bizden geri alacaktır. Bu durum, kaçınılmazdır. İnsanoğlu bu yaşanan felaketlerden ders almalı ve doğayla iyi geçinmeye çalışmalıdır. Ya insan doğaya saygı gösterecek, ya da doğa kendisine saygı duyulmasını bu şekilde öğretecek.

Yapmamız gereken şey doğaya saygı duymaktır. Yani, ormanları tahrip etmekten, yabani hayvanları katletmekten, doğayı ve çevreyi kirletmekten vazgeçmektir.

En iyi dileklerimle
Kaan Akalın

6 Kasım 2016 Pazar

Türkiye'deki Yaban Hayatı Nasıl Koruyabiliriz?

Türkiye, 3 denize ev sahipliği yapan bir ülke. Türkiye, yaban hayatı için oldukça müsait bir coğrafya. Türkiye'de hatta çita gibi büyük kediler de yaşamış. Ancak biz açtığımız tarım alanlarıyla, bilinçsiz avlanmayla Türkiye'nin yaban hayatını tehlikeye atıyoruz. Çita nüfusu da bilinçsiz avlanma yüzünden Türkiye'de yok olmuş durumda. Ne var ki, ülkemiz aslan, kaplan, ceylan gibi hayvanların yaşaması için müsait bir coğrafya. Türkiye'de yabani hayvanların neler olduğuna bakalım: 


Kızıl Tilki
Bu hayvanlar, çayırlarda yaşarlar. Biz insanların bilinçsiz avlanmaları nedeniyle, bu hayvanlar mecburen insanların kümeslerinden tavuklarla besleniyor. Siz bir hayvanın yemeğini yok ederseniz, o da sizin tavuklarınıza saldıracaktır. Çünkü tilki, vahşi bir hayvandır. Avlanmak üzere yaratılmıştır, et ile beslenir. Ancak siz onun yemeğini elinden alırsanız, mecburen sizin hayvanlarınız ile beslenecektir. Bu kızıl tilkiler, bunun yüzünden avlanarak öldürülmektedir. Ve bu yüzden de, kızıl tilkiler soyun tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. 

Boz Ayı
Boz ayılar, ülkemizin Karadeniz bölümünde yaşarlar. Ayılar genellikle ormanlık alanlarda yaşamayı tercih ederler ve ülkemizin en çok ormanlık alanı da Karadeniz bölgesinde yer alır. Genellikle siz onlara zarar vermedikçe, onlar size saldırmazlar. Ancak biz ormanları yok ettikçe, onların yaşam alanına girdikçe onlarla karşı karşıya gelme olasılığımız artıyor. Örnek verecek olursak; nasıl yabancı bir insanın evimize girmesinden rahatsız oluyorsak, onlar da aynı şekilde evlerine girilmesinden rahatsız oluyorlar. Ayı saldırılarının en büyük sebebi de, yaşam alanlarını tahrip etmemizden dolayıdır. Boz ayılar, tehlikeli görüldükleri için avlanmakta ve soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. 



Sarı Akrep
Sarı akrepler, dünyanın en zehirli akrep türü olarak kabul edilir. Sarı akrepler, sıcak ve kurak iklimi olan yerlerde yaşarlar. En çok bulundukları yer ise, Nevşehir'in "Kapadokya" bölgesidir. Sarı akrebin zehri, eğer 1 saat içerisinde müdahale edilmez ise ölümle sonuçlanabilmektedir. Ülkemiz bu sarı akrebin yaşaması için son derece müsait bir bölgedir. Bu akrepler, avlarını kıskaçlarıyla tutarak iğne ile zehirlemek şeklinde öldürürler. Genelde yılan, fare ve diğer böcekler gibi hayvanlarla beslenirler. Sarı akrebi önemli yapan şey ise, son derece zehirli ve tehlikeli olmasıdır.



   Sonuç olarak, Türkiye bu ve benzeri hayvanların yaşaması için müsait bir ülke. Ancak biz onların yaşama alanlarını tahrip ettiğimiz, onları bilinçsiz olarak avladığımız, vb. nedenler sebebiyle, yaban hayata ciddi zarar vermekteyiz. Buna çözüm yolu olarak da, av yasağı kanunla belirlenmeli, avcılık ile ilgili kişiler bilinçlendirilmeli, bu hayvanların yaşam alanlarını tahrip etmekten kaçınılmalıdır. Ancak bu yollarla, Türkiye'deki yaban hayatı koruyabiliriz.