Kendine Gel Ey Müslüman!

Bugün mazlum beldelerinde zulmün en acımasız şekilleri uygulanıyor. Her türlü işkencenin eziyetin uy-gulandığı bu zamanda, bizler rahat yaşayabiliyoruz. Kafamızda bombalar patlamıyor ve en önemlisi, kadınlarımız başka milletten askerlerin çocuklarını ta-şımıyor. Bugün Suriye'de, kadınlar Amerikan askerlerinin çocuklarını taşıyorlar. Bundan daha büyük zulüm, ne olabilir? Herkes elini vicdanına koysun ve düşünsün! Ya biz, onların yerinde olsaydık? Ya bizim de kafamızda bombalar patlasaydı, ya bizim çocuklarımız ölseydi, ne olurdu halimiz? Dünya hali bu,  bugün dev, yarın cüce olursun. Bugün zengin, yarın fakir olursun. Ne olacağı belirsiz... 
Bugün Filitsin, Suriye, Arakan ve daha birçok İslam ülkesinde, Zulmün en aşağılık şekilleri yaşanıyor.
Sen, bugün istediğini yiyip içebiliyorsun. Onların yediği, o da bir kuru ekmek, bir tas çorba, o da belki... Sen rahat yaşıyorsun, istediğin şeyleri alabiliyorsun. Sıcacık evinde, rahat yatağında uyuyorsun. Onların yatağı ise toprak! Yaşamları, her gün ölüm korkusuyla geçiyor. Çocuklar anne ve babalarını kaybediyor. Anne ve baba evladını kaybediyor. Şimdi biraz elini vicdanına koy ve düşün Müslüman! Ya sen onların yerinde olsaydın? Ya sen her an öldürülme korkusuyla, anne ve babanı veya evladını kaybetme korkusuyla yaşasan? Bir düşün... Bugün sen, Suriye'de Esed denen katilin zulmünden kaçan o zavallı insanları yadırgıyorsun. Ne işleri var bizim ülkemizde? Gidip savaşsınlar! Diyorsun. Ama biliyor musun onların neler yaşadığını? 

Hiç savaş gördün mü sen? Senin çocuğunu öldürdüler mi hiç? Hiç karına kızına tecavüz etmeye kalktılar mı ya da senin karına kızına kendi çocuklarını zorla taşıttırdılar mı? İşte o istemediğin, nefret ettiğin Suriyeli kardeşlerimizin yaşadığı da o. Sen onları yadırgıyorsun, çünkü sen ne savaş gördün, ne de eziyet! Sen rahat yaşıyorsun, özgürce yaşıyorsun. Ama onlar, devamlı öldürülme tehlikesi yaşıyor biliyor musun? Onlar özgür değillerç rahat değiller. 

Ya YPG, ya PKK onlara yapmadıkları eziyeti bırakmadı. Şimdi sen Suriyelileri istemeyerek, o terör örgütlerine benzemiş olmuyor musun? 

Hani sen misafirperverdin? Hani sen düşmüşe el uzatırdın? Nerede kaldı bunlar? Sadece kimliğinde Müslüman yazmasın artık! Müslüman olduğunun bilincinde ol artık. "Müslümanların dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir!" buyuruyor Peygamber Efendimiz (s.a.v). Sen Muhammed (s.a.v) Efendimiz'in ümmetinden değil misin? 

Gelin, düşmüş kardeşlerimize el açalım. Gücümüz yetmese bile en azından onlar için dua edelim. Yasîn okuyalım, Fetih okuyalım. Maddi olarak bir şeyler yapamıyorsak, manevi olarak onların yanında olalım.

Selam ve Dua İle
Bu yazımı beğendiyseniz +1 tuşuna basmayı ve yazılarımdan anında haberdar olmak için blogumu takip etmeyi unutmayın. Bana destek olmak için Google Reklamları'na da tıklarsanız çok sevinirim.

Yeni yazımda görüşmek üzere, hoşçakalın!
Kaan Akalın

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Buzulların Efendisi Kutup Ayıları

Doğanın En Fedakar Canlıları

Doğanın Kalbine Keyifli Bir Yolculuk - Kelebekler Vadisi