Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlmihal Dersleri -1-

Resim
İTİKAD  Hamd, varlığın gerçek sahibi Allah-u Zülcelâl'e aittir. Salat-u selam; Resulullah Efendimiz'in, Ehl-i Beyt'inin ve Ashab-ı Kiram'ın üzerine olsun.  İtikad, Allah-u Zülcelâl'e iman, İslam binasının temelidir. Bu sebepledir ki her müslümanın, itikad ve inancının ne manaya geldiğini, nelere inanması gerektiğini, sağlıklı bir şekilde öğrenmesi gerekir. Bu bilgileri öğrenmek, herkes için farzdır. Bilmemekten dolayı, kişi sorumluluktan kurtulamaz. Bu sebeple, İslam âlimleri itikad üzerinde çok titiz davranmışlar ve müslümanları, batıl ve bid'at, inanç ve fikirlerden uzak tutmaya gayret göstermişlerdir.  Akâid: Allah-u Zülcelâl'in bildirdiği İslam dininin temel hüküm ve kaideleridir. İslam'ı bir binaya benzetecek olursak, itikad onun temeli ve direkleri mesabesindedir.  Akâid kelimesi 'itikad'ın çoğuludur. İtikad; bir şeye kalbini bağlamak, kesin olarak inanmak, gönülden benimseyerek doğruluğuna inanmak ve kesinlikle karar ve...

İzdivaç Programları Kapatılsın!

Resim
Hemen hemen her gün, ekranlara gelen ve aile yapısını parçalamaya yönelik, evlilik müessesesine zarar veren bu izdivaç programları, maalesef birçok kişi tarafından izleniyor.  Genel itibari ile izdivaç programları, insanların güya evlenmek için çıktıkları, ancak bu insanların aslında o kanalda çalışan personellerden oluştukları, bir gerçektir. Öyle ki, bu programları ben ne zaman izlesem, hep bir senaryo ortaya atıyorlar. Bir aşk hikayesi çiziyorlar ki, aşk filmlerinde bile böyle bir hikaye bulamazsınız. Hep birileri, birilerinden hoşlanıyor. O kişiler sürekli barışıp ayrılıyor. Bu tutum, Türk toplumuna bu davranışları empoze etmeyi amaçlıyor.  Ben çocukluğumda, "Biri Bizi Gözetliyor" programını izlediğimi hatırlıyorum. Bu programda kadın ve erkekler, aynı ortamda kalıyorlar. Tabii kadınla erkeğin aynı ortamda kalması, ateşin yanında barutun kalmasıdır. Bu izdivaç programlarının perde arkasında ise, farklı bir şey işlenmiyor.  Bir adam, bir kadını görüyor...

En Sevdiğim Sahabelerden Biri: Hz. Ömer (r.a)

Resim
Bugün size, en sevdiğim sahabelerden biri olan, bugünlerde en çok onun adaletine ihtiyacımızın olduğu büyük bir zattan bahsedeceğim. Adı, Ömer bin Hattab.  Hz. Ömer radıyallâhu anhu, Milattan Sonra 579 yılında, Mekke'de dünyaya gelmiştir. Hz. Ömer radıyallâhu anhu, büyük bir komutan, adaleti keskin bir devlet reisiydi. İslam'ın ikinci büyük halifesiydi.  Cahiliye döneminde iken dahi, asla adaletten şaşmayan büyük bir zattır, Hz. Ömer radıyallâhu anhu. Müslüman olduktan sonra, zalimlerin korkulu rüyası, mazlumların ümidi olan Hz. Ömer radıyallâhu anhu, bu günlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz zatlardan biridir. Çünkü, onun adaleti dünyaya huzur getirdi. Kurt bile koyuna saldırmıyordu, Hz. Ömer'in adaletinden dolayı.  Hz. Ömer henüz Müslüman olmadan önce, tabiri caiz ise tam bir kabadayı idi. Onu gören herkes, ondan korkardı. Hiç kimse, yanına yaklaşmaya cesaret edemezdi. Bir gün, Mekkeli müşrikler, Hz. Muhammed sallallâhu aleyhi vesellemin öldürülmesini istişar...

Namaza Önem Göstermenin Gereği

Resim
Namaz, insanın Allah-u Zülcelâl'e iman ettikten sonraki en önemli görevidir. Nitekim, Kur'an'ın birçok ayetinde namazdan bahseder. Namaz dinin direğidir. Dinini ayakta tutmak isteyen bir kimse, önce günde beş vakit namazını eda etmelidir. Hz. Ömer radıyallâhu anhu şöyle buyurmuştur: "Namaz kılmayanın, İslam'dan nasibi yoktur."  Namaz, Allah-u Zülcelâl'in bir emri olduğu gibi, aynı zamanda mü'min ile kafir arasındaki en önemli farktır. Nitekim Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "İman ile küfür arasındaki fark, namazdır." Ancak maalesef öyle insanlar var ki, namaz kıldıkları halde, namaza önem vermiyorlar. Önem verilmeden kılınan bir namaz, insanı kötülüklere karşı nasıl koruyabilir?  Namaza önem vermeyenler hakkında, Allah-u Zülcelâl Maun Suresi'inde şöyle buyurmuştur:  فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ  الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ    "Vay o namaz kılanların haline! Onlar, n...

Fatih Sultan Mehmed Han

Resim
1432 yılında Edirne'de dünyaya geldi. Fatih Sultan Mehmed Han, Akşemseddin (k.s) Hazretleri'nin nazargahında yetişmiş olup, genç yaşına rağmen büyük ilerlemeler göstermiştir. 19 yaşına geldiğinde 6 lisan biliyordu. Askeri, siyasi ve kültür bakımından da Osmanlı Padişahları arasında ilk sırayı almıştır. Fatih Sultan Mehmed Han ilk kez, 1442'de tahta geçti. İlk kez tahta çıktığında, yaşı 10'du. O sırada haçlı ordusu da saldırıya hazırlanıyordu. Fatih Sultan Mehmed Han babası II. Murat Han'a bir mektup yazar: "Baba! Sen hala padişah isen gel ordunun başına geç. Eğer ben padişah isem, sana emrediyorum gel ordumu yönet." Bu sözler üzerine tekrar tahta geçen II. Murat, 1444'de yaşanan Varna savaşında, haçlıları ağır bir bozguna uğratmıştır. Fatih Sultan Mehmed Han, babası II. Murat'ın 1451'de vefat etmesi üzerine, 19 yaşında tekrar tahta geçti. Fatih Sultan Mehmed Han'ın tahta geçtiğinde en çok yapmak istediği şey, İstanbul'u fethetmek...

Osmanlı'yı Osmanlı Yapan Manevi Değerler

Resim
Osmanlı Devleti, 1299'dan 1923 yılına kadar, cumhuriyetin ilanı ile son bulan, tarihin tek hanedanlık tarafından yönetilen en büyük imparatorluğudur. 600 senelik tarihinde, 3 kıtaya ve 3 denize yayılan Osmanlı Devleti, hayata geçirdiği eşitlik siyasetiyle, halen daha fethettiği yerlerde özlemini sürdürüyor. Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında küçük bir beylik iken, kısa zamanda 3 kıtaya hakim olmayı başardı. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise, Osmanlı Devleti'nin fethettiği topraklardaki farklı dinden olan insanlara hoşgörülü ve merhametli davranmalarıdır. Hiçbir Osmanlı Padişahı fethettiği yerlerdeki insanlara zulmetmemiş, daima onları hoşgörü ve merhametle karşılamışlardır. Fatih Sultan Mehmed Han'ın çıkardığı ferman da, bunun en güzel kanıtıdır: Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı [Fransisken] ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı...

Kalbimiz İçin Çok Tehlikeli İki Hastalık: Gıybet ve Dedikodu

Resim
Tasavvuf büyüklerimiz, bize hep şu üç tavsiyede bulunmuşlardır:  Az konuş, Az ye, Az uyu.  Biz Müslümanlar her ne kadar günah işlememeye gayret etsek de, kendimizi gıybet ve dedikodudan alamıyoruz. Atalarımız, "Boş tenekeden çok ses çıkar." demişler. Bunun nedeni de bir insan ne kadar çok konuşursa, o kadar boş konuşuyor olmasıdır. Bu çok ve boş konuşma, zamanla insanları çekiştirmeye, insanların arkasından konuşmaya, laf taşmaya doğru ilerliyor. Hâlbuki tüm bunlar, kalbimiz için en tehlikeli hastalıklardan biridir ve gıybet ve dedikodu büyük günahlardan sayılmıştır. Allah-u Zülcelâl, ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:  وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ  Arkadan çekiştirmeyi ve kaş-gözle alay etmeyi alışkanlık haline getirenlerin hepsinin vay haline! (Humeze; 1)  Ancak bu uyarıyı bilmemize rağmen, halen daha dilimize engel olamıyoruz! Ne zaman sevdiklerimizle bir araya gelsek, kendimizi dedikodudan ve gıybetten alıkoyamıyoruz. Halbuki bu g...

Tevazu ve Alçakgönüllülük

Resim
Tevazu ve Alçak Gönüllülük  Tevazu ve alçak gönüllülük, insanı kibirden ve büyüklenmeden koruyan önemli bir duygudur. Nitekim, kibirli ve bencil insanlar Allah tarafından sevilmediği gibi, insanlar tarafından da sevilmezler. Kimsenin kendini, başkalarından üstün görmeye hakkı yoktur.  Nitekim, firavunu helak eden de bencillik ve kibirliliktir. Hatayı hep başkalarında arayan, kendisini her zaman hatasız gören insanlar, zaten bu hatalarının pençesinde boğulup kalırlar. Kibirli ve bencil insanlar, sürekli yalnız kalan insanlardır. Kendilerini diğer insanlardan farklı gören, kendini dünyanın merkezi zanneden insanlar, halbuki kendi nefislerine zulmetmekten başka bir yararları dokunmayan insanlardır.  Biraz düşünsek, kibirlenmemizi ve bencil davranmamızı gerektirecek hiçbir özelliğimizin olmadığını anlarız. İnsan, aciz bir varlıktır. Sürekli başkalarının yardımına ihtiyacı vardır. Bir insan kendini diğer insanlardan üstün gördüğü zaman, başka insanların yardı...

Allah'ın Gazap Ettiği Şehir: Pompeii

Resim
Pompeii, İtalya'nın Napoli şehrinde yer alan antik bir kenttir. Pompeii milattan sonra 79 yılında yaşanan Vezüv yanardağının patlaması sonucu, yok olmuştur. Pompeii, bundan 2000 yıl önce Roma sosyetesinin tatil yeriydi. Roma'nın zengin insanları, buraya tatile gelirlerdi. Pompeii şehri insanları, zamanın şartlarına göre oldukça modern bir yaşam sürmüşlerdir. Düzenli sokaklar, taş döşemeli yollar, binlerce kişiyi ağırlayan tiyatrolar. Pompeii'de Vezüv yanardağı patlamadan önce, binlerce insan yaşamaktaydı.  Pompeii Halkı, zengindi. Hatta o zamanın en zengin şehrinden biri olan Pompeii, binaların ve evlerin tasarımıyla göz kamaştıran bir bir görünüme sahipti.  Ancak, bu zenginlik ve lükse düşkünlük, kentin insanlarını gayr-i ahlaki bir hale getirmiştir. Şehrin insanları, eğlenceye, zevk ve sefaya düşkün insanlar haline gelmeye başlamıştır. Daha sonra bu durum zina, eş cinsellik gibi çirkinlikleri de beraberinde getirmiştir. Daha sonra bu daha da artarak, artık ...

Cemaatle Namaz Kılmak

Resim
5 vakit namazın cemaatle kılınması, erkeklere müekked sünnettir. Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem, 5 vakit namazın cemaatle kılınmasını emretmiş ve teşvik etmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:  “Kişinin bir başka kişi ile birlikte kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan, iki kişi ile birlikte kıldığı namaz bir kişi ile birlikte kıldığı namazdan daha sevaptır. Cemaat ne kadar çok olursa bu namaz Allah’a o nispette sevimlidir.”  (Ebu Dâvûd, Salât, 47 )  Cemaatle namazın fazileti çok olduğu gibi, aynı zamanda da insanlar arasındaki kardeşlik duygusunun da pekişmesine büyük bir vesiledir. Namazları cemaatle kılmak, müslümanlar arasındaki kaynaşmayı artırır. Özellikle de sabah ve yatsı namazlarını cemaatle kıldığımız zaman, geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevap kazanıyoruz. Nitekim Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem, hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:  "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gib...