Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evlerimizdeki Tehlike!

Resim
Evlerimizdeki Tehlike! Hemen hemen hepimizin kullandığı çamaşır suları, deterjanları, bulaşık deterjanları, oda parfümleri ve daha birçok ürün, hem sağlığımıza hem de çevremize önemli zararlar vermektedir. Marketlerde ve bakkallarda kolaylıkla bulabileceğimiz bu ürünler, kimyasal maddelerden üretilmektedir ve bu kimyasal maddeler, ciddi sağlık sorunlarının yanı sıra, doğal çevremize de ciddi zararlar vermektedir. Günümüzde kanser vakalarının artmasında ve küresel ısınma sorununda bu kimyasal maddelerle üretilen ürünler sorumludur. Bu ürünlerin üretildiği fabrikalardan doğaya salınan zehirli gazlar, havanın ve denizlerin kirlenmesine, deniz ve kara yaşamının tehdit edilmesine neden olmaktadır. Bugün Haliç'in bu denli kirli olmasının temel sebeplerinden biri, bu kimyasal maddelerdir. Şimdi isterseniz, bu kimyasal ürünlerin ne gibi sağlık sorunlarına yol açtığına bakalım: Kanser: Kimyasal maddeler kullanılarak üretilen ürünler, başta cilt kanseri olmak üzere birçok tehlikeli k...

İşinize Yarayacak Rekabet Stratejileri

İşinize Yarayacak Rekabet Stratejileri Hepimiz biliyoruz ki, aynı işi yapan birçok firma var ve bir sektörde ürün/hizmet satan işletmeler rekabetle karşı karşıya kalmak zorundadırlar. Hangi iş yapılırsa yapılsın, mutlaka o sektörde rekabet vardır. Rekabet, aynı ürünü satan birden çok işletmenin bulunmasıyla söz konusudur. Şimdi size, bu rekabetle nasıl baş edebil-eceğinizle ilgili birkaç tüyo vereceğim. Bu vereceğim tüyo, özellikle işverenlerin işine yarayabilir. Şimdi, bu stratejileri maddeler halinde açıklayalım:  Aynı Ürünü Daha Düşük Fiyatla Satmak: İnsanlar, ürün almaya karar verirken, ürünün kalitesinden çok, ürünün fiyatıyla ilgilenirler. İnsanlar, daha çok fiyatı daha düşük ürünleri satın alırlar. Örneğin bir bakkal çikolatayı 1 TL yerine 0,75 TL'ye satarsa, rakiplerine nazaran daha çok kazanacaktır. Çünkü, insanlar fiyatı daha düşük ürünlerle ilgilendikleri için, daha çok ürünü daha ucuza satan işletme ile ilgileneceklerdir. Bu yolla, rekabet avantajı yakalayabilirs...

Osmanlı Devleti Yıkılmasaydı Neler Olurdu?

Resim
Osmanlı Devleti Yıkılmasaydı Neler Olurdu? 1299 yılında kurulduğunda küçük bir beylik olan Osmanoğulları, kısa sürede üç kıtaya hakim olan Osmanlı İmparatorluğu'na dönüşmüştür. Tabii ki, bunda Osmanlı'nın gösterdiği büyük askeri ve siyasi başarıların büyük bir rolü vardır. Ancak, kısa sürede küçücük bir beylikten, kocaman bir imparatorluğa ulaşmak, sadece askeri ve siyasi başarılarla mümkün değildir. Osmanlı Devleti, fethettiği topraklarda eşitlik siyasetini başarıyla sürdürmüştür. Fethettiği topraklardaki farklı dine mensup olan insanlara, dinlerini yaşamalarında serbest bırakmıştır. Fethettiği topraklarda sevgi, barış, kardeşlik tohumları ekmeye çalışılmıştır. Gerçekte, Osmanlı'nın topraklarını genişletmesinin asıl sebebi, kuşkusuz İslam'ı yaymaktır. Ecdadımızla gurur duymamız için birçok neden vardır. En önemlilerinden biri de bence, sömürgecilik yerine serbestlik getirmeleridir. İnsanları İslam'ın merhameti ve adaletiyle kucaklamalarıdır. Kafiri her zaman d...

Osmanlı Devletini Zayıflatan Neden Nedir?

Resim
Hepimizin bildiği gibi, 1299 yılında kurulan Osmanoğulları beyliği, 200 sene içerisinde üç kıtaya hakim bir imparatorluk halini almıştı. Osmanlı Devleti, üstün askeri başarılarıyla, siyasi alanda, teknolojik alanda üstünlükleriyle, kısa zamanda güçlenmeyi başarmıştı. Ama, üç kıtaya yayılmış büyük bir imparatorluğu zayıflatan ne olabilirdi? Şimdiye kadar ki okuduğunuz tarih kitaplarını bir kenara bırakın ve benim bu yazıma bir göz atın!  Osmanlı İmparatorluğunun zayıflamaya başlaması, Kanuni Sultan Süleyman zamanında başladığını söyleyebiliriz. Çünkü, o döneme kadar hiçbir Yeniçeri ayaklanması yaşanmamıştı. Ancak, zamanla güçlenen Yeniçeriler, artık kendilerini Kanuni döneminde de hissettirmeye başlamışlardı. Konuya dini açıdan değil de, siyasi açıdan bakacak olursak, Kanuni, II. Selim'i tahta geçirmekle büyük bir hata yapmıştı. Çünkü, Kanuni Sultan Süleyman'ın en büyük oğlu olan I. Mustafa'yı idam ettirmişti. I. Mustafa, II. Selim'e göre daha deneyimli ve bilgi...

Ruh Sağlığı ve Önemi

Ruh Sağlığı ve Önemi Günümüzde, birçok insanın ortak sorunu olan ruhsal hastalıklar, şunu aklıma getiriyor; "Ruh sağlığı, beden sağlığından daha önemlidir." Çünkü, bir insanın bedeni ne kadar sağlıklı olursa olsun, ruhsal olarak sağlıklı de-ğilse, buna sağlıklı bir insan diyemeyiz. Çünkü ruhsal olarak hasta olan bir insanda zamanla, bunu bedensel rahatsızlıklar izlemeye başlar. Bunda en önemli etken de, duygu ve düşüncelerimizdir. Duygu ve düşünceler, ruh sağlığımızı etkileyen önemli faktörlerdir. Duygu, düşünce ve inançlarımız, değil sağlığımızı hayatımızı da yönlendirebilmektedir. Örneğin kanser hastası olan bir birey, bu hastalıktan iyileşeceğine kalben inanıyor ve biliyorsa, bu hastalıktan kurtulabilmektedir. Kanser hastalıklarının iyileşebilmesini sağlayan en büyük etken, manen o hastalıktan kurtulacağımıza inanmaktır. Ancak, kişi basit bir hastalıkta bile iyileşeceğine inanmıyor, "Bu hastalık artık benim sonum olacak!" diye düşünüyorsa, inandığı ve düşündüğ...

Mürşid-i Kamiller'e İntisab Etmenin Gereği ve Önemi

Resim
Bir arabayı düşünün, çalışmak için benzine ihtiyaç duyar, öyle değil mi? Benzin olmadan bir araba çalışamaz. İşte, bir Mürşid-i Kamil olmadan da, insanın kalbi manen çalışmaz. Mürşid-i Kamiller, insanın manevi olarak güçlü olmasına vesile olurlar. Şöyle ki, ıssız bir çölün, bir yağmurla yemyeşil olması gibi. Öyle ki, Mürşid-i Kamiller, çölleşmiş kalplere, manevi yağmurlarını indirirler. Manen güçlü olan bir insan, hiçbir şekilde, manevi hastalıklara yakalanmaz. Mürşid-i Kamiller, bizim kalbimizdeki hastalıkları bilir, teşhisini koyar ve bu hastalıkların tedavisi için yapılması gereken tedavileri, kul-lanmamız gereken ilaçları bize bildirir. Her nasıl biz hastalandığımızda doktora gidiyorsak, iyileşmemiz için bu ilaçları kullanmamız gerekiyorsa, aynı şekilde manevi hastalıkların tedavisi için de, Mürşid-i Kamil'in bize verdiği bu ilaçları düzenli olarak kullanmamız gerekir.       Eğer bu tedaviler uygulanmazsa, kalp hasta düşer, bitap olur. Manevi olarak ölü bir ...

2023'te Türkiye Süper Güç Olabilir

Resim
Türkiye 2023'te Süper Güç Olabilir Bilindiği gibi, Lozan Antlaşması ile, birçok maden kapatılmıştı. Bunlardan en önemlileri, petrol ve bor madenleridir. 2023'de bitecek Lozan Antlaşması ile birlikte, Türkiye adeta çağ atlayacaktır. Zaten, birçok Avrupa ülkesinin, bize düşmanca tavırlar sergilemesinin nedeni budur. Çünkü, eğer Türkiye bor madenlerini çıkarmaya başlarsa, dünyanın tek söz sahibi ülkesi olacak. Ayrıca, boğazlar tamamen Türkiye'nin kontrolüne geçecek. Yani, boğazlarımızdan geçmek isteyen her ülke gemisi, bize para ödemek zorunda kalacak.  Şimdi, 2023'de Türkiye, nasıl bir duruma gelecek, hep birlikte bakalım:  Bu gördüğünüz grafik, dünyada bulunan bor madenlerini göstermektedir. Ve bor madenlerinde en zengin, Türkiye yer almaktadır. Bu bor madenleri, Lozan Antlaşması ile çıkarılamıyordu. Eğer çıkarılabilseydi, Türkiye, belkide dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline gelebilirdi. İşte, 2023'den itibaren, artık Türkiye bor madenlerini çıka...