Kadınlar kuşkusuz ki, konuşmaya başladığı zaman, en az 30 dakika ve hiç susmadan konuşma potansiyeline sahiptir. Konuşmaya başladıkları zaman, kronometre tutun. Ve susmasını bekleyin. Kuşkusuz, kronometre bozulacaktır. Kadınlar bir araya geldiği zaman, en fazla sesi çıkan varlıklardır. Üstelik seslerinin ayarı da yoktur, bağırarak konuştuklarında konuşma ortamında baskı kuran genelde kadınlardır. Bağırarak ve sürekli konuşmaları, insanda sinir, stres ve asabiyetin artmasına sebep oluyor. Kadınlar konuştuğu zaman, erkekler kulaklık taksa faydalı olacaktır. Çünkü kadın hiçbir zaman susmaz. Konuştukça daha çok konuşur. Konuşmasının sınırı yoktur. Ayrıca bu çok konuşmalarının asla yaşı yoktur. Mesela benim anneannem 70 yaşında olmasına rağmen, hiç yorulmadan konuşuyor. Bazen anneannem bu yaşta böyleyse, genç iken dedeme neler çektirdiğini hiç bilemiyorum. Erkekler genellikle sus pus olurlar. Kadınların karşısında kalkanları yoktur. İş stresi yetmiyormuş gibi, bir de kadın stresi de üstümüze ekleniyor. Ben yazmayı ne kadar seviyorsam, kuşkusuz kadınlar da konuşmayı o kadar seviyor. Her zaman konuşmayı adet haline getirmiş bu canlılar, bazen insanı canından bezdirebilir. Annem, anneannem ve teyzem bir araya geldiklerinde yüksek sesten bazen başım ağrıyor. Ama bu sürekli olan bir şey olduğu için, insan alışıyor zamanla. Kadınların konuştuğu kelime günde örneğin 150.000 kelime iken, erkekler sadece 85.000 kelime ile sınırlı kalıyor. Ve nedense şiddet uygulayan hep erkekler oluyor. Erkekler halbuki hiç susmayan bir çenenin gazabına maruz kalıyor. Sürekli konuşan ve bağıran canlı olan kadın, erkeğe şiddet uygulamıyor, adeta işkence ediyor. Bunun böyle olduğu bilim adamları tarafından da ispatlanmıştır.
Ben sürekli konuşan biri değilim. Yerine göre, ortamına göre ve insana göre konuşurum. Boş ve çok konuşmaktan nefret ederim. Araştırmaktan, öğrenmekten hoşlanırım. Ama kadınlar konuşmaktan su bile içmeye vakit bulamıyor. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder