Kişisel Yazılarım if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım : Bir DEHB'linin Kaleminden "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu Nedir?

21 Nisan 2023 Cuma

Bir DEHB'linin Kaleminden "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu Nedir?


Bir DEHB'li olarak bu hastalığın ne olduğu, belirtilerinin neler olduğunu kendi bildiklerim ve araştırdıklarım kadarıyla anlatmak istiyorum. DEHB bir çocukluk hastalığı olarak bilinse de, bu hastalık birçok yetişkinde de görülebilmektedir. 

DEHB "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu" hastalığının kısaltmasıdır. Bu hastalık genelde doğum sırasında beyinde meydana gelen bir hasar sonucu, beyne yeteri kadar sinyal gitmemesi nedeniyle kişide dikkat konusunda zorlanma, hiperaktive bozukluğu yaşaması sorunlarına verilen bir isim. Bu hastalık yaklaşık toplumumuzun %70'inde görülmektedir. Açıkçası bu oran hiç de az değil... Bu hastalık maalesef birçok kişi ve devletimiz tarafından yeterince tanınmıyor. 

Bana DEHB teşhisi, 2009 yılında İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Psikiyatri Kliniği tarafından konuldu. Aslında ben hiperaktif birisi değilim, tam aksine hiç hareket etmeyi sevmem. Ancak bu hastalık hiç hareketi olmayan kişilerde de görülebiliyor. 2011 yılında DEHB teşhisiyle bir hafta psikiyatri kapalı servisinde yatmıştım. Çünkü benim DEHB rahatsızlığım ileri derecedeydi ve bu hastalık nedeniyle kendime ve çevreme zararlar verebiliyordum. 

Bu hastalık özellikle iş ve okul hayatında ciddi problemler yaşamama sebep oluyor. Öğrencilik hayatımda ders dinleyemez ve ders çalışamazdım. Ders bana çok sıkıcı gelirdi ve bu yüzden derslerim çok kötüydü. Lise 2. sınıfta sınıf tekrarı yapmak zorunda kaldım.  Her hastalıkta olduğu gibi DEHB'nin de erken teşhis edilmesi, hastalığın tedavi edilme olasılığını da kolaylaştırmaktadır. Bu sayede daha kısa sürede bu hastalıktan kurtulabilirsiniz. 

Burada yapmanız gereken erken teşhis için mutlaka bir psikiyatri kliniğine başvurmak ve etkin bir tedavi için düzenli olarak terapilere katılmak...  Maalesef benim DEHB teşhisim 2009 yılında konuldu. Teşhis sırasında bu hastalığın tedavisi için "Ritalin 10 mg." ilaçla başladım. Çapa'da sadece ilaç yazıp gönderiyorlar ve terapi gibi uygulamaları bulunmuyor. Bu hastalığın tedavisinde ilaç tedavisi yanında terapi de oldukça önemlidir. 

Bu hastalık aslında nörolojik bir hastalık ancak psikiyatri de bu hastalığın teşhisini koyabiliyor ve tedavi edebiliyor. Ancak Çapa sadece ilaç tedavisinde yardımcı oluyor ve hiçbir şekilde terapi uygulamıyor. Bu da bu hastalığın düzenli bir şekilde tedavi edilebilmesini zorlaştırıyor. Ben 2009 yılından beri bu hastanede tedavi görüyorum ve şu anda Concerta 54 mg. ilaç kullanıyorum. Ritalin ve Concerta gibi ilaçlar, zamanla vücutta bir bağımlılığa neden oluyor. Bu ilaçları alamadığınızda hâlsizlik ve yorgunluk gibi yoksunluk belirtileri yaşıyorsunuz. 

Bu ilaçlar bağımlılık yaptığı için bu ilaçları düzenli olarak alabilirsiniz ki zaten vücut bunu kendisi istiyor! 

Concerta ve Ritalin gibi ilaçların bazı yan etkileri de bulunmaktadır. Bunlar;
  • İştahsızlık,
  • Baş ağrısı,
  • Sinirlilik, 
  • Uykusuzluk.
Bunlar herkeste rastlanılan yan etkiler. Kısacası bu ilaçlar bizim dikkatimizi düzeltirken (!), sağlığımıza da zarar veriyor. Yani bu ilaçlara bağımlı olduğumuz için bu ilaçları kullanarak düzeldiğimizi zannediyoruz! Toplumumuzda "falan falan ilaç alırsan, falan falan hastalığın düzelir" anlayışı var ve bu doktorlar tarafından da toplumumuza empoze ediliyor. Fakat biraz dikkatli düşünürseniz bu ilaçların özellikle DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların sağlığımıza zarar verdiği de açıktır! 

Bu hastalık aslında tamamen iyileşen bir hastalık değil. Birçok psikiyatri uzmanı, DEHB'nin ömür boyu süren bir hastalık olduğunu belirtiyor. Ancak düzenli şekilde tedavi edildiğinde, insanın dikkatini daha iyi toparlayabileceğini söylüyorlar. Ben de aslında düzenli olarak kontrollere gitmeye çalışıyorum. Aynı zamanda dikkatimi geliştirecek birçok egzersiz yapıyorum. Bu da ilacın yanında bana ücretsiz terapi imkânı da sağlıyor. Benim ve hepimizin yapması gereken düzenli olarak tedavimizi olmak ve dikkati geliştirici egzersizler yapmak... 

Açıkçası bu hastalık yüzünden iş bulmakta zorlanıyorum. Çünkü herhangi bir işte çalışmak son derece dikkat gerektiren bir şey. Bu yüzden hiçbir işveren DEHB'lilerle çalışmayı tercih etmiyor ve bu bizim iş bulmamızı zorlaştırıyor. Eminim ki benim gibi iş bulamayan birçok DEHB hastası vardır... Bu hastalığın düzelmediği, ömür boyu devam eden bir hastalık olduğu artık devletimiz tarafından kabul edilmeli. Devletimiz 25 yaşından sonra Concerta ve Ritalin ilaçlarının ücretini karşılamıyor ve bu ilaçlar oldukça pahalı. Zaten iş bulamıyoruz ve bu ilaçların ücretini mecburen ailemiz ödüyor. Bu ilaçlar en az 250 TL'den başlıyor... 

Devletimiz DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Hastalığını Özürlülükten Saymalı ve Concerta ve Ritalin Gibi İlaçların Ücretini Karşılamalı

DEHB'liler olarak iş bulmakta zorlanıyoruz. Bu hastalığın artık bir çocukluk hastalığı olmadığı ve yetişkinlerde de görülebileceği oldukça açıktır. Ayrıca DEHB yüzünden ne düzgün bir iş bulabiliyoruz ne de günlük hayatımızda rutin işlerimizi yapabiliyoruz. Çoğu insan zekâmızda bir sorun olduğunu düşünerek bizi bu şekilde damgalıyor! Bana Çapa'da zekâ testi de yapıldı ve zekâ puanım %120 olarak çıktı. Bu da DEHB'lilerin oldukça zeki insanlar olduklarını, devlet ve toplumumuz tarafından desteklendikleri takdirde çok faydalı olabileceklerini göstermektedir. Devletimizden bazı taleplerimiz şunlardır: 
  • DEHB teşhisi konulan ve iş bulamayan tüm kişilerin ilaç ücretlerinin devletimiz tarafından karşılanması,
  • DEHB'liler iş bulmakta ve günlük hayatta zorluklar yaşadıkları ve bu rahatsızlık ömür boyu devam ettiği için, bu hastalığın engellilik kapsamına alınması ve %40 özürlü raporuna eklenmesi,
  • Devlet hastanelerinde sadece ilaç tedavisi değil, terapilerin de uygulanması...
Bu yazıyı herkesin okumasını ve devlet yetkililerimiz görene kadar sosyal medya hesaplarınızda paylaşmanızı önemle rica ederim. 












Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder