if(window.location.href == 'https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com' || window.location.href == 'https://kisiselyazilarim.blogspot.com' ) { window.location="https://kisiselyazilarimkaan.blogspot.com"; } Kişisel Yazılarım

6 Mart 2022 Pazar

Kahve Bağımlılık Yapar mı?

Kahve Bağımlılık Yapar mı?

Herhalde sizler de bizim gibi kahve içmeyi seviyorsanız, kahvenin bağımlılık yapıp yapmadığını merak ediyorsunuzdur. 

İşte Kişisel Yazılarım'ın bugünkü makalesinde, kahvenin bağımlılık yapıp yapmadığını, kahve bağımlılığına neden olan maddenin ne olduğunu, kahve bağımlısı olduğunuzu nasıl anlayabileceğinizi, sizlerle incelemeye çalışacağız.

Aslında bu sorunun cevabı çok basit. Eğer günde 4-5 fincandan fazla kahve tüketiyorsanız, siz de kahve bağımlısı olmuşsunuz demektir. Ancak, biz bu yazımızda kahvenin neden bağımlılık yaptığını sizlerle paylaşmak istedik. Kahvenin bağımlılık yapmasının nedeni kahvenin kendisi değil, içinde bulunan kafeindir. 

Kafein nedir?

Kafein kahve, kakao, çay ve kola gibi yiyecek ve içeceklerde bol miktarda bulunan bir maddedir. Bu madde vücuda keyif verdiği için, canımız sürekli kafein içeren içeceklerden içmek istiyor. Bunun başında da kahve yer alıyor. Kahve kafein açısından en zengin içeceklerden biridir. Aslında kahvenin bizi dinçleştirmesi ve zihnimizi açmasının nedeni de kafein denen bu maddedir. Kafein aslında kahveyle birlikte tüketildiğinde çok zararlı değildir. Aslında kafein, vücudumuzu kansere karşı korumaktan, metabolizmamızı hızlandırmaya kadar birçok yararı olan bir maddedir. 

Kafein neden bağımlılık yapar?

Kafein, keyif verici bir maddedir ve bu yüzden kahveyi severek tüketiriz. Günde 4-5 fincan kahve tükettiğimizde, kafein vücudumuzda bir bağımlılığa neden olmaktadır. Sabah kahve içmeden uyanamamamız ve kahve içmeden sürekli yorgun ve bitkin hissetmemiz de, işte bu yüzden. 

Kafein bağımlısı olduğunuzu nasıl anlarsınız? 

Aslında bu sorunun cevabı çok basit! Ancak kafein bağımlısı olduğunuzu nasıl anlayabileceğinizden bahsetmek istersek, şu birkaç madde altında inceleyebilirsiniz: 
  • Kahve içmediğinizde sürekli kendinizi bitkin ve yorgun hissedersiniz,
  • Kahve içmek size dünyanın en güzel şeyi gelir, kahve içmeden yapamazsınız. 
  • Günde en az 4-5 fincan kahve tükettiğinizde, kendinizi zinde ve zihniniz açık hissedersiniz.
  • Aşırı kahve tükettiğinizde, kalp çarpıntısı, sinirlilik gibi olumsuz durumlarla karşılaşabilirsiniz.
Aslında kafein bağımlılığı, diğer bağımlılık çeşitlerine nazaran oldukça masum kalmaktadır. Çünkü kafeinin vücudumuza zararından çok yararı bulunmaktadır. Uzmanlar ayrıca sürekli kahve içmenin de ömrü uzattığını belirtmektedirler. Bu nedenle, kafein bağımlılığı ayrıca ömrümüzün de uzamasına yardımcı olabilmektedir. Siz de bizim gibi kahve bağımlısıysanız, korkmanıza gerek yok demektir.


Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

4 Mart 2022 Cuma

Ukrayna ve Rusya Savaşında Kim Haklı? #ukraynasavaşı

Ukrayna ve Rusya Savaşında Kim Haklı?

Aslında savaşlarda haklı olan taraf yoktur. Savaş her iki tarafta da ciddi kayıplara yol açabilmektedir. Ancak, günümüzde Ukrayna ve Rusya arasında bir savaş var ve bu savaşta kimin haklı olduğunu bilmek gerekir. Bu makalemizde de Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta hangi tarafın haklı olduğunu, birlikte inceleyeceğiz. Ukrayna-Rusya savaşı hakkında daha fazla makale için bloğumuzu takip edebilirsiniz. 

Rusya ve Ukrayna savaşında hangi tarafın haklı olduğunu bulmadan önce, bu savaşın nedenlerine bir göz atmakta fayda var. Zira, bu nedenler Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin nedenlerini de bulmamıza yardımcı olacaktır. 

Ukrayna ve Rusya arasındaki kriz, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından günümüze kadar tazeliğini korumakta.  Belki de Rusya, bu savaşla Karadeniz'e inme planını başarma fırsatını bulabilir. Zira Rusya, I. Dünya Savaşı'nın başlangıcından beri, sıcak denizlere inme politikası izlemektedir. Eğer Rusya Ukrayna'yı fethederse, belki de bu hayaline kavuşabilir. Rusya'nın Ukrayna ile savaşmak istemesinin asıl nedeni, Karadeniz'e sahip olmak olabilir. Çünkü Ruslar, yıllarca bunun hâyâlini kuruyorlardı. Bize göre Rusya'nın asıl amacı Ukrayna'yı yok etmek değil. Rusya, dünyada en fazla nükleer silaha sahip ülkelerden biri. Eğer Rusya Ukrayna'yı yok etmek isterse, tek bir hamleyle Ukrayna'yı haritadan silebilir! Çünkü nükleer silahlar tek seferde milyonlarca insanı yok edebilecek güce sahip. Aslında, Rusya'nın istediği Ukrayna'yı yok etmek değil, yönetime kendi yandaşlarından birini geçirmek ve bu sayede Ukrayna'yı kendi topraklarına katmaktır. 

Bu savaşta kim haklı?

Putin'in açıklamalarına göre Ukrayna, NATO'ya güvenerek, Rusya sınırına asker yığmaktadır. Bu durum, uluslararası politikalar açısından bir savaş suçunu oluşturmaktadır. Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya'nın sınırlarındaki güvenliği sağlamak ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodemir Zelenski'yi yok edip, yerine Rus yanlısı bir hükûmet kurmayı amaçladıklarını ve savaşı bu amaçla başlattıklarını belirtmekte. Her zamanki gibi NATO'ya güvenmekle en büyük hatalardan birini yapan Zelenski, şu anda tek başına bırakılmış durumda! Zaten, NATO'nun verilen sözleri tuttuğu da görülmemiştir. Ukrayna'nın Rusya sınırına asker yığması da, bardağı taşıran son damla oldu. Doğal olarak da Rusya, topraklarını korumak için bir savaş başlattı. Tabii ki, bu Putin'in açıklamalarına göre... 

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'nin önceden bir komedyen olduğu ve siyasetten anlamadığı söylenmektedir. Bu nedenle Zelenski'nin saf dışı bırakılarak ülkeyi daha iyi yönetebilecek bir siyasetçinin başa geçirilmesi de planlanıyor. 

Tabii ki, Rusya Ukrayna'dan çok daha güçlü! Sadece askeri ve teknolojik silah bakımından değil... Rusya, eğer nükleer silahlar kullanırsa, tek seferde Ukrayna'yı haritadan silebilir. Umarım böyle bir şey gerçekleşmeden ve daha fazla masum insan ölmeden, savaş bir an önce sona erer! 

Sonuç olarak...

Bize göre, savaşta haklı taraf yoktur. Çünkü savaşta en çok zararı, masum siviller ve çocuklar görmektedir. İki siyasetçinin arasındaki suçun cezasını, masum insanlar canlarıyla çekmektedir! Savaşın haklı tarafı olamaz! Çünkü, savaş gerçekten de her iki taraf için de çok kötü bir olaydır. Umarız, Rusya-Ukrayna savaşı en kısa zamanda sona erer ve daha fazla masum insan hayatını kaybetmez... 

Siz Ukrayna-Rusya savaşı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu savaşta kim haklı? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın.


Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

Rusya-Ukrayna Savaşı Nedenleri #UkraynaSavaşı

Rusya-Ukrayna Savaşı Nedenleri

Rusya-Ukrayna savaşı nedenleri, yaşanan son gelişmelerin ardından gündeme geldi. Rusya-Ukrayna'ya neden savaş açtı sorusu, savaşın boyutları artmaya devam ederken, milyonlarca kişinin gündeminde yer alıyor. 
Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili son gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Rusya-Ukrayna gerilimi günlerdir devam etmekteydi. Rusya Devlet Başkanı Putin'in emri ile savaş resmen başladı. Ukrayna'nın başkenti Kiev başta olmak üzere, birçok kent şu anda yoğun saldırı altında. Rusya'ya birçok devlet tarafından yaptırım uygulama kararı alındı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken gözler bir kez daha, 2014 yılında başlayan Rusya-Ukrayna geriliminin nedenlerine çevrildi. Peki, Rusya Ukrayna ile neden savaşıyor? İşte detaylar... 
Rusya-Ukrayna savaşı, dünya genelinde yakından takip edilmekte. Rusya'nın bir süredir teyakkuz altında olduğu Ukrayna sınırında harekete geçmesiyle birlikte, dünyanın gözü Donetsk ve Luhanks bölgelerine çevrildi. 

Rusya ile eski bir Sovyetler Birliği ülkesi olan Ukrayna'nın arası, Kiev yönetiminin AB ile yakınlaşması üzerine açıldı. Kiev, Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç, ülkenin batıya yönelmesini engellemek için 2013 yılında AB Ortaklık Anlaşması'nı askıya aldığını açıkladı. Bu karar, Ukrayna tarihindeki ciddi krizlerin başlangıcı oldu. 

Rusya-Ukrayna Savaşı Neden Çıktı? 

2013 yılını "meydan olayları" ile uğurlayan Ukrayna, yeni yılı iç karışıklıklarla karşıladı. Bağımsızlık Meydanı'nda toplanan binlerce batı yanlısı, Yunokoviç'in kararını protesto etti. Rusya yanlılarının da sokağa çıkmasıyla, zaman zaman çatışmalar meydana geldi. Olayların kontrolden çıkması üzerine dönemin Devlet Başkanı Viktor Yinokoviç, Rusya'ya kaçmak zorunda kaldı. Coğrafi olarak Avrupa ile Rusya arasındaki Ukrayna'nın insanları da Rus ve Batı yanlısı olarak belirli kutuplara bölündü. 
Olaylar Kırım ve Donbas'a sıçradı. Kırım Parlamentosu askeri, üniformalı, üzerinde hiçbir sembol ya da simge bulunmayan "silahlı yeşil adamların" baskıyısyla Kırım'ın Rusya'ya ilhakını sağlayacak bir referandum yapma kararı aldı. Yerli halk olan Tatarlar ve Ukraynalıların karşı çıkarak katılmadığı 16 Mart 2014'deki tartışmalı referandumun ardından Kırım, Rusya tarafından yasa dışı olarak ilhak edildi. Rusya yanlılarının işgali Kırım ile kalmadı. Ukrayna'nın doğusundaki şehirlerde Rusya yanlısı ayrıkçılar, sözde devletlerini ilan ettiler. Donbas denen bölgede Rusya yanlılarının yönetimi yaklaşık 7 yıldır sürüyor. 

Donbas neden Kiev yönetiminin kontrolünde değil? 

Ukrayna'da, Rus kökenli nüfusun yoğun olarak bulunduğu Donetsk ve Donbas bölgelerinde, Şubat 2014'de ayrılıkçı gruplar, ağır silahlarla hükûmet yanlısı birliklere saldırdı. Ukrayna ordusundan bazı silahları ele geçiren ayrılıkçılar, Kiev yönetmine göre önemli silah ve mühimmat desteğini Rusya'dan gördü. 

Son gerginlik nasıl başladı? 

Fransa'nın başkenti Paris'te 9 Aralık 2019'da, üç senenin ardından Normandiya Dörtlüsü Liderler Zirvesi yapıldı. Ukrayna, Rusya, Fransa ve Almanya devlet başkanlarının katılımlarıyla gerçekleşen zirvede, tam ateşkes ve Minsk Anlaşması'na bağlılık vurgusu yapıldı. 

Zirveden sonra azalan çatışmalar, kısa süre sonra daha da alevlendi. Krizin çözümüne ilişkin Rusya, Ukrayna ve AGİT'ten oluşan üçlü temas grubu, 27 Temmuz 2020'den itibaren kapsamlı ateşkes kararı aldı. Bu kapsamda 2021 senesine kadar kapsamlı ateşkes, ufak tefek çatışmalara rağmen sürdürüldü. 

Ancak, bu yıl Rus ordusunun Ukrayna sınırına adeta askeri yığınak yapması, Dombas bölgesinde zaten hiç bitmeyen çatışmaları yeniden artırdı. Rusya yanlısı ayrılıkçıların 26 Mart'ta 4 Ukraynalı askeri öldürmesi, bölgedeki krizi zirve noktasına çıkardı. Saldırılar karşısında Ukrayna ordusunun tedbirleri artırmasının üzerine Rusya, sınıra ve ilhak edilen Kırım bölgesine asker yığdı. 





Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

3 Mart 2022 Perşembe

Sporun Önemi ve Spor Yapmanın Sağlığa Faydaları

Sporun Önemi ve Spor Yapmanın Sağlığa Faydaları

Şüphesiz ki, spor yapmak sağlık için çok önemlidir. O yüzden herkes, vakit buldukça spor yapmalıdır. Spor yapmanın hem fiziken hem de psikolojik olarak birçok yararı bulunmaktadır. Bu makalemizde, neden spor yapmamız gerektiğini, spor yapmanın neden bu kadar önemli olduğunu ve spor yapmanın fiziki ve psikolojik sağlığımıza ne gibi yararları olduğunu inceleyeceğiz.

Spor Yapmanın Önemi

Vücudumuza kalori aldığımızda, bunları harcamamız gerekir. Örneğin, günlük kalori ihtiyacımız 3400 kalori olsun. Biz yediklerimizle 3800 kalori almış ve bu sınırı aşmış olalım. Bu kalori yakılmadığında vücut bu kaloriyi yağ olarak depoluyor ve bunun sonucu olarak kilo almaya başlıyoruz. İşte, düzenli spor yaptığımızda, bu aldığımız kaloriyi yaktığımız için, kilo almaktan da kurtulmuş oluyoruz. Yani, kilo vermek ve mevcut kilonuzu korumak istiyorsanız, spor yapmak son derece önemlidir! Sadece kilo açısından değil, sağlıklı olmak isteyen ve sağlığına önem veren herkesin de spor yapması gerekir! Spor yapmak için hiç vaktiniz yoksa, şunları yapabilirsiniz: 
  • Asansör yerine merdivenleri kullanın: Merdiven çıkmak, çok iyi bir spordur. Hem bacak kaslarınızın çalışmasına hem de vücudunuzdaki fazla yağların yakılmasına yardımcı olur. Spor yapmak için hiç vaktiniz olmasa da, eve veya işyerine giderken, asansör yerine merdivenleri kullanmak, spor için çok iyi bir alternatif olacaktır. 
  • Varmak istediğiniz yerdeki duraktan önceki bir durakta inin: İşe veya okula giderken ve dönerken, eğer işe veya okula otobüs, metro, dolmuş gibi toplu taşıma araçlarıyla gidiyorsanız, inmeniz gereken duraktan bir durak önce inebilirsiniz. Böylece, gideceğiniz yere doğru daha fazla adım atmış olursunuz. Örneğin normalde ineceğiniz duraktan işe veya okula giderken 2.000 adım atarken, bir önceki durakta inerek bu adımı 5.000 adıma çıkarmış olursunuz. Bu şekilde, fazla zaman kaybetmeden, günlük sporunuzu yapmış olursunuz.
  • Evde egzersiz yapın: Eğer spor yapmak için hiç vaktiniz yoksa veya spor yapmaya üşeniyorsanız, YouTube'da bulabileceğiniz birçok kısa ve kolay egzersiz videoları ile günlük sporunuzu yapabilirsiniz. Böylece hem yorulmadan hem de fazla zaman kaybetmeden, vücudunuzun ihtiyacı olan sporu yapmış olursunuz.  

 Sporun Sağlığa Faydaları 

Spor yapmanın fiziki ve psikolojik sağlığımza birçok faydası bulunmaktadır. Spor yapmanın sağlığımıza olan faydalarını maddeler halinde, şu şekilde sıralayabiliriz: 
  • Spor yapmak bağışıklık sistemimizi güçlendirir,
  • Spor yapmak kilo vermemizde büyük bir ölçüde yardımcı olur,
  • Spor yapmak vücudumuzda biriken toksitlerin dışarı atılmasını sağlar,
  • Spor yapmak vücudumuzda mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlar ve bu sayede depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara karşı korur,
  • Spor yapmak daha dinç ve enerjik hissetmemizi sağlar; halsizlik ve bitkinlik gibi şikayetlerden kurtulmamıza yardımcı olur,
  • Spor yapmak vücudumuzun daha çekici ve düzgün görünmesini sağlar.

Sonuç olarak...

Spor yapmanın sağlığımız için ne kadar önemli olduğu, şüphesiz tartışılamaz bir gerçektir. Sağlıklı ve uzun yaşamak isteyen her birey, sağlığı için spor yapmalıdır. Hareketsizlik, vücudumuzda birçok rahatsızlığa neden olmaktadır. Düzenli spor yaptığımızda hem vücut hem de ruh sağlığımızı koruyabiliriz. Onun için diyoruz ki, "İşleyen demir pas tutmaz."




Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

1 Mart 2022 Salı

İstanbul'da Lezzetli Kahve İçebileceğiniz Mekânlar


İstanbul'da Lezzetli Kahve İçebileceğiniz Mekânlar

Herkese tekrardan merhaba! Kahve içmeyi seviyorsanız, bu yazımızı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. Bu yazımızda, İstanbul'da içebileceğiniz en lezzetli kahveleri bulabileceğiniz mekânlardan bahsedeceğiz! 

1- Dags Coffee - İstanbul/Sarıyer - Ayazağa

Burası, sık sık kahve içmeye geldiğim bir yer. Yaptıkları kahve, gerçekten enfes! Espresso, Cappuccinno gibi birçok kahve çeşidini bulabilirsiniz. Fiyatları da gayet uygun ve kahvelerin tadı enfes! Eğer lezzetli bir fincan kahve içmek istiyorsanız, İstanbul/Sarıyer - Ayazağa'da bulunan Dags Coffee'i ziyaret edebilirsiniz. 

Dags Coffee her ne kadar ufak bir mekân olsa da, birçok memnun müşterisi var. Fiyatlarının da uygun olması, burayı İstanbul'daki popüler kahve mekânlarından biri hâline getiriyor. Buraya gelip, buradaki lezziz kahveleri tatmanızı şiddetle ve önemle tavsiye ederim.



2- Roof Cafe - İstanbul/Sarıyer - Ayazağa

Yine İstanbul/Sarıyer'de bulunan Roof Cafe, kahve yapımında harikalar yaratıyor! Burası, Dags Coffee'den sonra en çok ziyaret ettiğim mekanlardan birisi. Mekân ufak olsa da, yaptığı kahveler enfes! 

Kısacası, eğer lezziz bir fincan kahve içmek istiyorsanız, İstanbul/Sariyer'de bulunan Roof Cafe'yi de ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Fiyatları uygun ve kahveleri çok lezzetli!  





3- Teras Cafe - İstanbul/Gaziosmanpaşa

İstanbul/Gaziosmanpaşa'da bulunan Teras Cafe, Gaziosmanpaşa'nın en ünlü mekânlarından birisi. Burası her gün birçok müşteriyi ağırlamaktadır. Burayı farklı yapan ise yaptıkları lezziz kahveler! Kahve yapımında harikalar yaratan Teras Cafe, kahve tutkunlarını bir araya getiren bir mekândır. 

Teras Cafe'nin fiyatları son derece uygundur. Bir fincan kahve için sadece 10 TL ödersiniz. Ancak, kahvenin tadı gerçekten de efsane! Eğer bir gün Gaziosmanpaşa'ya yolunuz düşerse, Teras Cafe'yi ziyaret edebilirsiniz.

Sonuç olarak...

Bu yazımda, en çok gittiğim ve beğendiğim bazı kahve mekânlarını sizlerle paylaşmaya çalıştım. Kahve içmeyi gerçekten çok seviyorum ve kahve içmek için sık sık bu mekânları ziyaret ediyorum. Eğer siz de kahve içmeyi benim kadar seviyorsanız, bu mekânları ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Yeni yazımda görüşmek üzere, hoşçakalın! 





Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

28 Şubat 2022 Pazartesi

Simit Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz

Simit Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz

Ülkemizde en çok tüketilen ve en ucuz sokak lezzetlerinden biridir, simit! Simit hakkında neler biliyoruz? Simidin tarihçesi ve tüm bilmek istediğiniz konuları "Simit Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz" başlıklı makalemizde sizler için derledik! 

Simidin Adı Nereden Geliyor? 

Simit, Arapça'da "samid", "ince bulgur veya irmik isimlerinden alıntıdır. Bu sözlük aynı zamanda Akatçada samadu "öğütmek" fiilinden türetilmiştir.  İstanbul'a gelen ya da İstanbul'dan doğuya giden kervanların konaklama alanı olarak bilinen İzmit'te yolculara pratik bir yiyecek olarak hazırlanan simit, bu özelliği ile de ilk fast-food örneklerinden de sayılabilir. Kervanlarda yolculuk yapanların atıştırmalık olarak yanlarına aldıkları simitleri, yol boyunca karşılaştıkları kişilere "Simiti'den" aldıklarını söyledikleri için, bu halka şeklindeki yiyeceğin adı "simit" olarak kaldı. 

Genelde yalnız tüketilen simit, kahvaltı için tercih edildiğinde peynir, çay ve reçelle birlikte yenebilir. Günümüzde simit, modern fırınlarda ve simit evlerinde hazırlanıp satıldığı gibi, cadde ve sokaklarda satıcılık yapan seyyar satıcılar tarafından bir el arabası içerisinde satılır. 

Simidin Kökeni Nereden Geliyor? 

Simitten bahseden en eski tarihsel kaynaklarda, simidin İstanbul'da 1525 yılından beri tüketildiği yazmaktadır. Üsküdar'daki "Şer'iyye Sicili"ne göre, 1593'te simidin ağırlığı ve fiyatı tarihte ilk kez standartlaştırılmıştır. 17. Yüzyılın gezgini Evliya Çelebi, 1630'lu yıllarda İstanbul'da simit satan 70 işletmenin olduğunu yazmıştır. Jean Brindes'in İstanbul'da günlük yaşamı resmettiği, 19. yüzyılın başlarına tarihlenen yağlı boya tablolarında simitçiler görülmektedir. Warwick Goble da 1906'da İstanbul'daki simitçileri resmetmiştir. Zamanla simit ve çeşitleri Osmanlı İmparatorluğu'nun genelinde popüler bir yiyecek olmuştur. 

Simidin Çeşitleri 

  • Ankara Simidi: Ankara Simidi ülkemizin diğer yerlerinde üretilen diğer simitlere göre daha ince, daha küçük, yoğun pekmezli, koyu renkli bir simittir. 
  • Bursa Simidi: Bursa'da yapılan bir simit çeşididir. Bursa Simidini diğer simitlerden ayıran özelliği, hamurun halka haline getirilmesinden sonra, bir süre kaynar pekmez içinde bekletilmesidir. 








Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.

27 Şubat 2022 Pazar

Miraç Kandili Hakkında - Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun!

Miraç Kandili Hakkında - Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun!

Bugün, Miraç Kandili! Miraç Kandili hakkında merak ettiğiniz tüm konuları sizler için hazırladık. Bu suretle tüm İslam âleminin Miraç Kandili'ni tebrik eder, tüm duaların kabulü ve günahların affını Rabbimizden arz ve talep ederiz! 

Miraç Kandili Nedir?

Allah'ın emriyle Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in Burak isimli semavi bir bineğe binerek, Cebrail ile birlikte Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Mescid-i Aksa'ya doğru yapmış olduğu gece yolculuğuna "İsra" adı verilir. Oradan bir mir'âcla (manevi bir asansörle) yedi kat göklere yükseltilip, tâ Sidretü'l-Müntehâ'ya ulaşması, burada Cebrail'i arkada bırakıp, Refref adı verilen bir binek ile Allah'ın huzuruna varıp, O'nun Zât-ı Akdesi'ni yakînen müşahede etmesi ve zaman-mekân üstü konuşması olaylarına Mir'aç adı verilmektedir.

İki aşamalı bu gökler arası yolculuk, peygamberliğin 12. yılında, hicretten 18 ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşmiştir. Kadir Gecesi'nin de Ramazan'ın 27. gecesi olması ile aralarında çok gizemli bir tevafuk vardır. Bediüzzaman Hazretleri,"Miraç gecesi, ikinci bir Kadir gecesi hükmündedir". sözleriyle, Miraç Gecesi'nin Kadir Gecesi'nden sonra, en kutsal gece olduğunu belirtmiştir. Ebu Talib ve Hatice validemizin (r.a) vefati ile en çok hüzünlenen, müşriklerin üç yıl süren ablukası ve Taiflerinin muhteşem bir teselliye ve ihsan-ı ilahiye ve nail olmuştur. Üç ayların ilk kandili olan Regaib Kandili, ikinci bir Miraç gecesidir. 

Kur'an-ı Kerim'in İsrâ sûresi(17/1), bu isrâ olayını anlatır(4). Necm Sûresi de, İsrâ'nın devamı olan Miraç gecesini anlatır. Ayetlerde biraz da kapalı olarak anlatılan Miraç hadiseleri, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in hadis-i şeriflerinde daha detaylı olarak anlatılmaktadır. 

Miraç Gecesi Nasıl Değerlendirilmelidir?

  • Kur'an-ı Kerim okunmalı,
  • Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e salat ve selamlar getirilmeli,
  • Kaza ve nafile namazlar kılınmalı,
  • Tefekkürde bulunulmalı,
  • Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı,
  • Günahlardan samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli,
  • Bol bol zikirde bulunulmalı,
  • Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı,
  • Üzerimizde hakkı olanlar aranıp sorulmalı,
  • Dini programlar, sohbetler ve paneller düzenlenmeli.
Bu makalenin hazırlanmasında http://www.sorularlaislamiyet.com sitesinde yer alan bilgilerden faydalanılmıştır. Bu suretle tüm İslam âleminin miraç kandilini kutlar, hayırlara vesile olmasını dileriz. 


Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz. Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.