Yetişkinlerde "DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Görülür mü? Belirtileri Nelerdir?
DEHB rahatsızlığının açılımı "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu" şeklindedir. Bu hastalık çoğunlukla çocukluk çağlarında kendini göstermektedir. Günümüzde toplumumuzun en az %70'inde görülen bu rahatsızlığa yetişkinlerde de rastlanabiliyor.
Bu yazımızda DEHB'nin ne olduğu, hangi belirtilerle anlaşılabileceği, yetişkinlerde de görülüp görülemeyeceğini araştıracağız ve bu rahatsızlığın nasıl teşhis ve tedavi edilebileceği üzerinde duracağız.
DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Nedir?
DEHB'nin açılımı "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu"dur. Aslında burada söz edilen iki adet hastalık söz konusudur. Dikkat eksikliği bireyin dikkatinin çabuk dağılması, odaklanmada zorluk yaşaması, bir işe dikkatini yeterince verememesi şeklinde tanımlanırken, hiperaktive bozukluğu ise bireyin aşırı hareketli ya da aşırı hareketsizlik şeklinde belirtilen bir rahatsızlıktır.
DEHB olarak tanımlanan bu rahatsızlık doğum esnasında ya da çeşitli etmenlere bağlı olarak beynin belirli bölgelerinde meydana gelen bir hasar sonucu ortaya çıkmaktadır. Kimi zaman bu rahatsızlık çocukluk çağlarında kendini belli etse de, ya tedaviye geç kalındığı ya da diğer çeşitli nedenlerden dolayı yetişkinlerde de görülebilmektedir.
DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu)'nin Belirtileri Nelerdir?
DEHB'nin ne olduğu ve hangi durumlarda meydana gelebileceğini inceledikten sonra, dilerseniz bu rahatsızlığın belirtilerini iki ayrı başlık altında inceleyelim:
Dikkat eksikliğinin belirtilerini maddeler hâlinde sıralayacak olursak:
- Dikkatin kolay dağılması,
- Bir işi yaparken dikkati verememe,
- Öğrenmede güçlük çekme,
- Eşyaların sürekli kaybedilmesi,
- Aşırı unutkanlık
Bu saydıklarımız "dikkat eksikliği"nin belirtileridir. Bir bireyde sadece dikkat eksikliği görülüp, hiperaktive bozukluğu belirltileri görülmeyebilir ya da sadece hiperaktive bozukluğu belirtileri görülüp dikkat eksikliği belirtileri görülmeyebilir.
Hiperaktive bozukluğu belirtilerini de şu şekilde sıralayalım:
- Aşırı hareketlilik/hareketsizlik,
- Yerinde duramamak/hiç hareket edememek,
- Beynin sürekli aktif olması/beynin açılmakta zorlanması,
- Sürekli halsizlik/aşırı hiperaktiflik gibi belirtilerdir.
Bu belirtileri "/" işaretiyle ayırdık. Çünkü bu belirtiler bireyden bireye değişiklik gösterebilmektedir. Bazı bireyler aşırı hareketliyken, bazı bireyler ise aşırı hareketsiz olabilmektedirler.
Peki DEHB'i tetikleyen faktörlere de değinmek gerekirse, şunları örnek verebiliriz:
- Radyasyon: Günümüzde birçok teknolojik alet kullanıyoruz ve bunlar artık hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Aynı zamanda telefon ve bilgisayar gibi cihazlar da yüksek oranda radyasyon içermektedir. Maalesef günümüzde telefon ve bilgisayar kullanımı son derece arttığından, beynimiz de yüksek miktarda radyasyona mağruz kalmaktadır. Bu da DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) riskini artırmaktadır.
- Doğum Sonrası Beyinde Oluşan Hasar: Eğer riskli bir doğum olmuş ve beyinde bir hasar meydana gelmişse, bu da bireyde DEHB rahatsızlığını tetikleyebilmektedir. Çünkü beynin dikkat ile ilgili bölümüne yeteri kadar sinyal gitmelidir. Bu da bireyin dikkatini daha kolay toparlamasına yardımcı olur. Ancak bireyin doğum sonrasında bu bölümünde bir hasar meydana gelmişse, bu durum bireyin beyninde o bölüme sinyal gitmesini engelleyebilir. Doğal olarak da bireyde DEHB rahatsızlıkları ortaya çıkabilir.
Yetişkinlerde "DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktive Bozukluğu) Görülür mü; Görülme Olasılığı Nedir?
Öncelikle çocuklarda görülen DEHB'nin yetişkinlerde de görülebileceğini unutmamak gerekir. Yetişkinlerde DEHB görülmesinin en önemli nedenlerinden biri ise teşhis ve tedavide geç kalınmış olmasıdır. Normal şartlarda çocukluk yaşlarında teşhis ve tedavisi yapılan DEHB, ileri yaşlarda etkisini kaybetmekte ve tam olarak iyileşmek söz konusu olabilmektedir. Ancak teşhis ve tedavide geç kalınmışsa bu rahatsızlık yetişkinlerde çok daha ciddi bir şekilde görülebilmektedir. Teşhis ve tedavide geç kalınan DEHB'nin tedavisi bireyin yaşamı boyunca sürebilmekte ve maalesef ki tam iyileşme söz konusu olmayabilmektedir.
DEHB ile Yaşamayı Öğrenmeliyiz!
Öncelikle ben bu yazıyı bu rahatsızlığı yaşayan bir birey olarak yazdım. Siz de bilirsiniz bir düşmanı yenmenin en iyi yolu, o düşmanı çok iyi bir şekilde tanımaktır. Bana bu rahatsızlığın teşhisi 2009 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nde konuldu ve şu anda halen tedavime devam ediyorum. Concerta 36 mg. ve Attex 10 mg. olarak ilaç tedavimi sürdürüyorum.
Öncelikle bu hastalıktan kurtulmaya çalışmak yerine DEHB ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Çünkü eğer geç yaşlarda bu rahatsızlığın teşhisi konulmuş ve tedavisine başlanmışsa, bu rahatsızlığın tedavisi ömür boyu devam edecektir. Öncelikle DEHB'yi kabullenmeli, bu rahatsızlığı çok iyi bir şekilde öğrenmeli ve bu hastalıkla yaşama yollarını geliştirmeliyiz. Benim DEHB ile yaşamayı öğrendiğim ve sizlere de önereceğim birkaç şey var:
- Sürekli not alarak çalışın; "söz uçar, yazı kalır" mantığıyla tüm işlerinizi, yapmanız gerekenleri not alın. Devamlı o notlara bakarak yapacağınız işleri planlayın.
- Sürekli yaptıklarınızı kontrol edin. Kontrol etmeden hiçbir işi tamamlamayın. O zaman olası hataların önüne geçer ve hata yapma şansınızı en aza indirmiş olursunuz.
- Tedavilerinizi hiç aksatmayın ve ilaçlarınızı düzenli alın. İlaç ve tedavi bu rahatsızlığın tedavisi için olmazsa olmazıdır. Asla tedavinizi aksatmayın ve düzenli olarak size verilen ilaçları kullanın.
Bu yazıyı beğendiyseniz, Kişisel Yazılarım blogumu takip ederek, yeni gönderilerden anında haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Kişisel Yazılarım'daki gönderileri sosyal ağlarınızda paylaşarak, daha fazla insanın okumasına yardımcı olabilirsiniz.
Kişisel Yazılarım bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür eder, Kişisel Yazılarım blogumda keyifli vakit geçirmenizi dilerim.